ABD Federal Havacılık İdaresi 2014 Hamas-İsrail savaşının ortasında kısa bir süre için Amerikan uçaklarının İsrail'e uçmalarını yasakladı. O dönemde Senatör Ted Cruz (Cumhuriyetçi-Texas) Barack Obama'yı federal düzenleme kurumunu "müttefiklerimizi kendisinin dış politika taleplerine uymaya zorlamak için İsrail'e karşı ekonomik bir boykot başlatmak" ile suçladı. Böylelikle Cruz hiç bir İsrailli liderin ifade etmeye cesaret edemeyeceği bir suçlamada bulundu.
Bu nadir görülen bir durum değil. Yıllar boyunca diğer Amerikalı siyasi figürler hem Cumhuriyetçiler (Dan Burton, Jesse Helms, Condoleezza Rice, Arlen Specter) hem de Demokratlar (Charles Schumer) daha sert ve bazen de İsrail hükümetinden çok daha Siyonist bir tutum benimsemişlerdir. Bu şablon çok daha büyük bir fenomene işaret etmektedir: Arap-İsrail çatışması Amerikalılar arasında Orta Doğulular arasında olduğundan çok daha yoğun bir partizanlık üretmek eğilimindedir. Orta Doğulular çatışmadan dolayı ölebilirler ama Amerikalılar çatışmayı çok daha büyük bir tutkuyla deneyimlemektedir.
Bu mantığa aykırı durumu belgeleyecek, açıklayacak ve ondan sonra da bundan sonuçlar çıkaracağım.
Araplardan çok daha İsrail karşıtı
İsrail'den nefret eden Amerikalılar Araplardan çok daha fazla anti-Siyonist çığırtkanlığı yapabilmektedirler. 1984 Kasım'ında Irak büyükelçiliğinin dışişleri bakanı Tarık Aziz'in ziyareti dolayısıyla Washington'da verdiği unutulmaz bir yemek davetinde iki çakırkeyif Amerikalı basın asilzadesi Saddam Hüseyin'in temsilcisini yeterince İsrail karşıtı olmadıkları için azarladı ve hatta hakaret bile ettiler. Uluslararası Birleşik Basın kuruluşundan Helen Thomas 1981 yılında Osirak nükleer reaktörünün yıkılmasından sonra Irak'ın İsrail'e karşı misilleme yapmamasından şikâyet etti. Aziz'in Thomas'ın eleştirisini dikkate almaması üzerine, Thomas alaycı bir şekilde Irak rejimini korkak olmakla suçladı: "Sadece ödleklik sanırım." Daha sonra aynı akşam Evans&Novak sütunu yazarlarından Rowland Evans, İran-Irak savaşını Orta Doğu'nun en önemli sorunu olarak nitelendiren Aziz'in sözünü "Dışişleri Bakanı Shultz'a Arap-İsrail çatışmasının sizin en önemli endişeniz olduğunu söylemek zorundasınız" diye bağırarak kesti. O akşam orada bulunan rahmetli Barry Rubin daha sonra şu yorumu yaptı: "İsrail'e karşı aşırı yumuşak oldukları için saldırıya uğramaya alışık olmayan Aziz şaşırmış görünüyordu."
Benzer bir şekilde 1981 yılında "Arap yetkililerden çok daha Arap yanlısı" olarak tanımlanan Suudi Arabistan eski ABD büyükelçisi James E. Akins Suudi petrol bakanı Şeyh Zeki Yamani'yi Suudi petrol üretimini ABD'nin İsrail'e yönelik politikasına bağlama fikrini reddettiği için payladı. 1993 yılında Columbia Üniversitesi'nden Edward Said Filistin Kurtuluş Örgütü lideri Yaser Arafat'ı Oslo müzakere sürecine girdiği için kınadı. Aynı zamanda Said'in yazılarını analiz eden Anthony B. Tirado Chase "Said'in reddeciliğinin Batı Şeria'da ya da Gazze'deki az sayıdaki bir kaç kişiyi temsil ettiği" bulgusuna ulaştı. 2003 yılında İngiliz milletvekili George Galloway Filistinlileri İsrail'e karşı tahrik etti.
Araplar harika insanlar. İslam harika bir din. Ama hakkını savunmak zorunda ve haklarını savunmak zorundalar. ... Bir keresinde birine [Ariel] Sharon Cenin'de Filistinlileri katlederken, Arap ülkelerindeki büyük gösterilerin neden devam etmediğini sormuştum. Neden bu gösteriler sona erdi? İskenderiye'de bir öğrenci öldürüldüğü için cevabını verdiler. Bu öğrenci ve ailesi için çok üzgündüm ama Filistinliler her gün çocuklarını kaybediyorlar ve bu onların ertesi gün yeniden sokağa çıkmalarını engellemiyor. Öyleyse bu yapılabilir bir şey. Hizbullah kendi ülkesini yönetenleri ülke dışına sürdü. 14 yaşında bir çocuk olan Fares Uday İsrail tanklarının önünde durdu ve tanka elleriyle saldırdı. Onu öldürdükleri zaman onun yerini komşuları ve kardeşi aldı.
2009 yılında Amerikan üniversitelerinde düzenlediği bir konferans turundan sonra Filistinli gazeteci Khaled Abu Toameh
Hamas için Ramallah'ta olduğundan daha fazla sempati var. ... Bu kampüslerdeki bazı öğrencileri ve profesörleri dinleyince, bir an Hamas sözcüsünün ya da bir intihar bombacısının karşısında oturduğumu düşündüm. ... Beni her şeyden çok daha fazla en çok etkileyen kampüslerde bir araya geldiğim insanların çoğunluğunun Hamas'ı desteklemesi ve Hamas'ın "Kudüs şehir merkezinde bir otobüste bulunan çocukları ve kadınları havaya uçurmak anlamına bile gelse "işgale karşı durma" hakkı olduğuna inanıyor olmaları gözleminde bulundu.
Hatta daha da ironik olan, Abu Toameh Amerikan kampüslerindeki Arapların ve Müslümanların bir çoğu "benim Arap-İsrail çatışmasına dair yaptığım 'tarafsız analizi" sıcak bulmaları ve çok daha iyi anlamalarıydı" bulgusuna ulaştı. Aynı doğrultuda tarihçi Bernard Lewis "Batıya seyahat eden İsrailliler sıklıkla Arap sempatizanlarından ziyade Araplarla yakınlık kurmayı kolay bulmakta" olduklarına dikkat çeker.
Aksine Lewis Orta Doğu'da yaşayan bazı Batılıların kötü niyetine dikkati çeker:
Tekrar ve tekrar, Arap ülkelerine seyahat eden Avrupalılar ve Amerikalı Yahudiler görsel ve basılı anti-Semitik yayınların çokluğuna rağmen seyahatleri sırasında yüz yüze kaldıkları tek anti-Semitik düşmanlığın, çoğunluğun cana yakın olduğunu hayal ettikleri Arap dünyasında anti-Semitik yorumlarda bulunmakta kendini özgür hisseden yurttaşlarından kaynaklanıyordu, ... ki bu yorumları kendi ülkelerinde yapmazlardı.
Bunun tek belirtisi: Son Hamas-İsrail savaşı sırasında İsrail kontrolün dışındaki bölgeler ve Arap sokakları büyük ölçüde sessiz kalırken pek çok Batılı kentin sokaklarında İsrail karşıtı gösterilere, biraz şiddete neden oldu.
İsraillilerden Daha Siyonist
Benzer bir şekilde İsrail'in Amerikalı destekçileri İsraillilerden çok daha ateşli bir Siyonist pozisyon çizme eğilimdedirler. 1979 yılında Richard Nixon "İsrail'deki İsraillilerle ilgili sorunun buradaki Yahudi toplumu ile olan soruna yakın" bile olmadığından şikayet etti. 1990 yılında İsrailli gazeteci Yossi Melman Texas eyaletinde Filistinlilere karşı kendisinden çok daha sert bir tutum alan bir Yahudi dinleyici kitlesi ile karşılaştığında şaşırmıştı; genç bir erkeğin İsrail polisinin 19 Filistinliyi öldürmesi ile ilgili koparılan gürültüye istinaden "Bu öldürülen Filistinliler için üzüntü duymuyorum. İsrail polisi binlercesini daha vurmalıydı" dediğinde ve izleyicilerden hiç kimse buna karşı çıkmayınca dehşete kapıldı.
2000 yılında Said ABD'deki Siyonist grupların "bir şekilde Likud'dan daha aşırı" görüşlere sahip olduklarından yakındı. Yine 2000'de, İsrail başbakanı Kudüs hakkında daha önce görülmemiş tavizler teklif ettiğinde Büyük Amerikan Yahudi Örgütleri Başkanları Konferansı başkan yardımcısı Malcolm Hoenlein başbakanın çabalarının "Haremi Şerif'in üzerindeki Yahudi egemenliğini tehlikeye düşürme ve ortadan kaldırma ve yetkiyi Birleşmiş Milletlere ya da Filistin Yönetimine devretme" olduğu eleştirisinde bulundu. Daha sonra "Haremi Şerif'i verilmesine engel olmak için neden daha fazlasını yapmadığımızı soruduklarında hepimiz çocuklarımıza ve torunlarımıza cevap vermek zorunda kalacağız" uyarısında bulundu.
Amerikan Yahudi Komitesi tarafından yapılan anketler düzenli olarak Amerikan Yahudilerinin Araplarla diplomasinin yararları ile ilgili sorularla ilgili olarak İsrailli Yahudilerden daha şüpheci olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda, bir Amerikalı için İsrail yanlısı olmak Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi ve İsrail İçin Birleşen Hristiyanlar başta olmak üzere İsrail'e koşulsuz destek sunan İsrail yanlısı organizasyonlar da dahil olduğu bütün İsraillilerden hoşlanmak demek. Pek çok Amerikalı Yahudi daha da ileri gider. Ne kendi hayatları neden çocuklarının hayatları İsrail Savunma Kuvvetleri'nde risk altında olmadığından İsrail hükümetinin kararlarına açıkça karşı çıkmazlar. Aksine, yüksek mevkide olan İsrailliler sürekli olarak Washington'u kendi hükümetlerinin kendi isteklerine karşı adımlar atması konusunda baskı yapmasını talep etmektedirler. Bunların en meşhuru, 2007 yılında Ha'aretz gazetesinin editörü David Landau ABD dışişleri bakanı Condoleezza Rice'a "İsrail'in başarısız bir devlet" olduğunu söyledi ve İsrail'e "kirletilmesi" gerektiği gerekçesiyle müdahale etmesi için yalvardılar.
Açıklamalar
Amerikan partizanlarının Orta Doğulu muadillerine göre daha güçlü pozisyonlar benimsemelerinin üç nedeni şöyle sıralanabilir:
Safi tutku: Abu Toameh şöyle yazar: "Filistin Yönetimi ve Hamas yetkililerinin pek çoğu ... kampüslerdeki 'Filistin yanlısı' İsrail karşıtlarının pek çoğundan çok daha pragmatik görünürler." Bunun nedeni içinde yaşadıkları hayata dayanan kararlar vermek zorunda olmalarıdır. İsrailliler ve Araplar katı retoriği yumuşatan bir günlük hayat ve uydurma bir ilişki sürdürürler. Buna karşılık Batıda safi tutku saltanat sürme eğilimindedir. Pek çok İsrailli Araplarla iletişim halindedir ki, bu pek az Amerikalı Siyonist'in yaptığı bir şeydir. Aynı şekilde azımsanmayacak sayıda Mısırlı, Ürdünlü, Lübnanlı ve diğer Araplar İsrailliler ile temasa geçmektedirler. Orta Doğulular için düşman beşeridir, Amerikalılar için rakip iki boyutlu politik düşmanlardan oluşmaktadır.
Hatta bu Saddam Hüseyin'in canavar diktatörlüğü için de geçerlidir. Barry Rubin'in Tarık Aziz ile ilgili olaya değin yorumunda olduğu gibi: "Belki de korkunun disiplini doğurduğu Saddam rejiminin beyin takımı ile başa çıkmak bu vahşi ve sağı solu belli olmayan Amerikalılar ile başa çıkmaktan daha kolaydı." İki örnek: İsrail yanlısı ve İsrail karşıtı Amerikalılar ortak su kaynakları ile ilgili işbirliğine asla ihtiyaç duymazlar. Kendini İsrail'i ortadan kaldırmaya adamış Hamas terör örgütünün başı İsmail Haniye'nin Gazze'den İsrail'e göç eden, oranın vatandaşı olarak yaşayan ve İsrail Silahlı Kuvvetleri'nde görev yapan çocuklara sahip üç kız kardeşi vardır.
Dayanışma: Çoğunlukla İsrailliler diğer İsrailliler ile, Araplar diğer Araplar ile tartışılar; ama Amerika Birleşik Devletleri'ndeki İsrail yanlıları Orta Doğu'daki İsrail karşıtları, İsrailliler ve Araplar ile tartışmaktadırlar. İsrailli bir solcu Netanyahu hükümetinin politikasını eleştirdiğinde, Likud Partisi ile ihtilaf içindedir; aynı şeyi solcu bir Amerikan Yahudisi yaptığında İsrail'e saldırır. İlki İsrail'in hareket tarzını politikalarının çerçevesinde tartışır, sonuncusu ise Amerikan kamu oyunun alanı içinde. Melman, "biz İsrailliler kendimizi pek çok Amerikan Yahudisinden çok daha samimi bir şekilde ifade etme lüksüne sahibiz" diye belirtmiş ve bunu "Amerikan Yahudilerinin [İsrail'i] açıkça eleştirmelerinin İsrail'in profesyonel eleştirmenleri tarafından" nasıl "istismar edileceğinden korkmaktadırlar. Bundan ötürü pek çok Amerikan Yahudisi İsrail konusundaki anlaşmazlıklarını gizlemeyi tercih ederler" ile açıklamıştır. Israrcı İsrailli solcu Mattityahu Peled, benzer bir şekilde Amerika Birleşik Devletleri'nde muhalif görüşlere sahip Yahudiler üzerindeki baskının "İsrail'de bizlerin üzerindeki baskıdan çok daha büyük. ... büyük olasılıkla biz İsrail'de sizin buradaki Yahudi toplumunda olduğundan daha fazla derecede hoşgörünün keyfini sürmekteyiz" gözleminde bulundu.
En iyi bilinen politika sorunları: Orta Doğu'nun içindeki Suriye ve Irak'taki iç savaşlar, Suudi, Katar ve İran rekabeti, su sorunu gibi diğer problemler ilgi çekmek konusunda Arap-İsrail çatışması ile rekabet halindedir. Ancak Amerika Birleşik Devletleri'nde Arap-İsrail çatışması diğer sorunlardan çok daha iyi bilinmekte ve bu yüzden tartışmalara hakim olmaktadır. Sonuç olarak tartışmanın hatları çok daha netlik kazanmıştır: Irak ve Suriye'deki İslam Devleti (DAİŞ) Haziran 2014 tarihinde Musul'u ele geçirdiği zaman, hiç kimse ne yapacağını bilmiyordu; ama bir ay sonra Hamas İsrail'e roket saldırısında bulunduğunda gerçekler ve tartışmalar şüpheye yer bırakmayacak kadar tanıdıktı.
Sonuç
Arap-İsrail partizanlığı uzaktan grilerin siyah ve beyaza dönüştüğü, siyasi tutkuların arttığı daha geniş bir şablona uymaktadır. Nikaragua'daki Kontra savaşında, gazeteci Stephen Schwartz bir tarafta "Sandinistalar genellikle Washington'daki Demokrat destekçilerinin Orta Amerika'nın kasabalarında hiçbir zaman duyulmayacak kana susamış bir söylem kullandıklarını anlamaktan rahatsız oldukları yorumunda bulundular" diye yazar. Bu soruyla karşılaştığında bir Sandinista şu açıklamayı yapmıştı: "Biz ölümle yüzleşmek zorundayız, bu da bizi bu konuda konuşma konusunda daha az istekli yapıyor ama onlar başkalarını riske atmayacakları ya da zorlamayacakları ölüm hakkında konuşmaktan keyif alıyorlar."
Schwartz aynı isteksizliğin diğer tarafta da olduğunu keşfetti: "Ailelerimiz çatışma dolayısıyla bölündüler ve buradaki savaşla ilgili olarak yabancılar tarafından sergilenen abartılı öfke duygusunu hissetmiyoruz. Kavgada beraber büyüdüğümüz biri tarafından öldürebilir ya da öldürebiliriz. Bu bizi heyecanlandıran bir durum değil."
Destekçilerinin değil savaşçıların birbirine yakın mesafelerde yaşadığı diğer savaşlarda da benzer bir kalıp ortaya çıkmıştır: Vietnam, İrlanda ve Bosna'daki iç savaşlar ilk akla gelenler. İspanyol iç savaşını değerlendiren Troçki Londra'daki retoriğin Barselona'daki gerçeklikten çok daha aşırı olduğunu gözlemlemiştir.
Sonuç olarak, bu şablon savaş halinde aklını yitirmiş savaşçıların onları çözüme ve barışa doğru yöneltecek soğukkanlı yabancıların yardımına ihtiyaçları olduğu genel varsayımının—kara cahilleri diplomasi ve politika yönetimine getirmenin bazen talihsiz kararlara yol açtığı varsayım—aksine işler. Aslında yerliler sorunları yabancı dostlarından çok daha sağduyulu ve gerçekçi olarak görebilirler. Yabancılar için bölgenin kurtuluşunu nasıl sağlayacaklarını varsayımından vazgeçmelerinin ve aksine doğrudan işin içinde olanları daha fazla dinlemelerinin zamanıdır.
Sayın Pipes (DanielPipes.org, @DanielPipes) Orta Doğu Forumu'nun başkanıdır © 2014 Daniel Pipes. Tüm hakları saklıdır.