Ağustos 2012 tarihinde Obama'nın Suriye devlet başkanı Başer Esad'a yaptığı ünlü "kırmızı çizgi" uyarısı tartışmasız başkanlığını tanımlayan bir dış politika anıydı: haydut bir lidere savaş suçları işlemekten vazgeçmesi aksi takdirde suçlarının bedelini ödemesi için yapılan kesin bir uyarı.
Bir yıl sonra bu kırmızı çizgiyi geçiş meselesi belirsizlikle sonuçlandığında, Esad rejiminin kimyasal maddeleri teslim edeceğine dair Rusya destekli sözü ile birlikte yanıtlar da ikiye ayrıldı. Başkan ve müttefikleri makul bir tehditle kansız bir biçimde davranışlarda önemli bir değişime yol açıldı diyerek bu durumu diplomasinin abidesi olarak övdüler. Buna karşılık, eleştirenler Obama'yı iyi bir yalancı tarafından anlamsız güvenceler sunulduğunda önemini kaybeden tehditler savuran kağıttan bir kaplan olarak sundular.
İki yıl boyunca, hiçbir hüküm verilmedi, iki tarafta bir sonuca varmadan kendi fikirlerini belirtip durdular. Ama şimdi sonuç çok yakında.
Çünkü şu aralar Esad rejiminin barut bombalarında klor kullandığına ve risin, sinir gazı ve sinir ajanı izlerinin keşfedildiğine dair bildirimler var. Buna karşılık, ABD hükümeti bu korkunç gelişmeler karşısında hafif bir azarlama yayınlamanın, aciz haldeki Birleşmiş Milletlere dönmenin ve Rusların ve hatta İranlıların problemi ortadan kaldırması umudu karşısında umut beslemekten başka hiçbir şey yapmadı. Bu kez kırmızı çizgilerden bahsedilmiyor, sadece 2013'ü kimsenin hatırlamayacağı dileniyor.
Ama hem hatırlamakta hem de buradan sonuçlar çıkarmaktayız. Şimdi Obama'nın kağıt bir kaplandan daha fazla bir şey olmadığı tartışmasız derecede net. Suriye diktatörlüğüne yönelik tehditleri anlamsızdı ve yerini kıvranmaya ve boş lakırdıya bırakarak yok oldular.
Bu yanıt sadece kendi içinde önemli değil, özellikle başta Rusya, Çin ve İran olmak üzere diğer düşman devletler anlamında da etkilere sahiptir. Eğer Obama Şam'daki güçsüzlükle başa çıkmaya cesaret etmezse, Moskova, Pekin ve Tahran gibi daha zorlu düşmanlarla başa çıkmayı nasıl göze alacak?
Bu nedenle, Esad'ın kimyasal silahlar meselesi Amerikan dış politikası için çok önemlidir. Bir çok gözlemci gibi ben de başkanın görevden ayrılacağı zamana kadar olan ayları saymaktayım. Obama'dan sonra Amerika Birleşik Devletleri sözünü tutacağı, tarihi şöhretinin hakkını vereceği ve kendini koruyacağı yeni bir başlangıç yapma fırsatına sahiptir.
Sayın Daniel Pipes (DanielPipes.org, @DanielPipes) Orta Doğu Forumu'nun yöneticisidir. © 2015 Daniel Pipes. Tüm hakları saklıdır.