*Son yıllarda Erdoğan hükümeti ile Washington yönetiminin ilişkileri 2012'den bu yana pek iyi değildi. Erdoğan bunu Rusya ile, bir yere kadar da Çin'le hem ekonomik(Türk Akımı vs.), hem siyasi alanda dengelemeye çalıştı. Ancak mevcut durumda Erdoğan, Rusya gibi önemli bir müttefiki kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya. Türkiye, bir Rus savaş uçağı vurarak, ekonomik ve siyasi çıkarlarını neden tehlikeye soksun ki?
Erdoğan'ın saldırganlığı, Türkiye içinde ona neredeyse mutlak bir güç kazandırdı, bu nedenle -doğal olarak- aynı yöntemlerin uluslararası sahnede de işe yarayacağını varsayıyor. Ama işe yaramıyorlar. Yaklaşık 2011 yılına kadar dış politikada bazı önemli başarılar elde etmiş olmasına rağmen, o tarihten bu yana kayda geçen adımları iç karartıcı olmuştur. Sadece Türkiye'ye yakın neredeyse her devlet ile değil, aynı zamanda büyük güçlerle ve hatta Kuzey Kıbrıs'taki Türk yönetimiyle bile ilişkileri kötüleşti. Rus uçağını vurup indirmek, istikrarlı kavgacılığın kapsamına uygun.
*Sizce Rusya'yı kaybetmeye değer daha büyük bir kazancı mı var Türkiye'nin?
Hayır, hiçbir kazancı yok. Ben sadece dezavantajlar görebiliyorum. Bu olay Türk hükümeti açısından önemli bir geriye dönüşe işaret etmektedir.
*Uçağı vurmak Türk Silahlı Kuvvetleri için gerçekten gerekli miydi?
Kesinlikle gereksizdi. Rus ihlali sadece 17 saniye sürdü ve çok düşük bir ihlaldi. Barış içindeki iki ülke arasında pek de ölümcül sayılmayacak bir suçtur bu... Ayrıca, hava sahası ihlalleri düzenli bir şekilde gerçekleşiyor zaten; örneğin, bir Yunan savunma ekonomisti olan Christos Kollias, Türk askeri uçaklarının 2014 yılında günde 6 kez sınır ihlali yaptığını tespit etmiştir ama Yunanlar tek bir kez bile vurmadılar.
Belki de Suriye güçlerinin Haziran 2012'de bir Türk uçağını, Suriye hava sahasını ihlal ettiğini söyleyerek vurması konuyla ilgili olabilir. Rus uçağının vurulması kısmen, vurulan Türk uçağının intikamını alma arzusuyla gerçekleşmiş olabilir.
*Peki, Rusya'nın Türkiye'ye karşı uygulayacağını söylediği yaptırımlar sizce gerçekçi mi?
Son derece gerçekçi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, büyük amaçlarına ulaşmak için ekonomik maliyetleri kabul etmeye istekli olduğunu Ukrayna krizinde gösterdi. Rusya ve Türkiye'nin birbirlerinin en büyük ticaret ortakları arasında yer aldıklarını göz önünde bulundurunca, Putin -özellikle de Türk ekonomisinin yavaşladığı bu zamanda- Ankara için hayatı kesinlikle daha zor bir hale getirebilir.
*Bu olay Rusya'nın Batı'yla olan ilişkilerini olumsuz yönde etkilemez mi?
Bu konuda şüpheliyim çünkü Rusya bu olayda yaygın bir şekilde mağdur olarak görülüyor. Nitekim Türkiye'nin NATO müttefikleri 1952 yılından bu yana ilk kez, bir NATO üyesinin bir Rus uçağını -herhangi bir sebep olmaksızın- vurmuş olmasından endişe duyuyorlar. Bunu sorumsuz ve tehlikeli olarak görüyorlar; diğer sorunların yanı sıra, bu mesele de Suriye semalarında Rusya ile işbirliğini engellemektedir. Erdoğan Türkiye'yi NATO için bir sorun haline getirmiştir.
*Bu olaydan sonra Türk-Amerikan ilişkilerini nasıl değerlendirirsiniz?
Uçağın düşürülmesi iki hükümet arasındaki ilişkilere bir gerginlik daha ekledi. Bu mesele Ankara'nın basın özgürlüğüne, Suriye'deki iç savaşa ve Avrupa'ya kitlesel yasadışı göçe yönelik politikalarının üstüne başka sorunlar ekledi.
* Bu olayın uzun vadeli sonuçlarını nasıl görüyorsunuz?
Rus ve Türk liderlerinin benzer kişilikleri ikisinin de uzlaşmayacağını ve geri adım atmayacağını düşündürmektedir ve bu çatışmanın kalıcı yankıları olacağını işaret etmektedir. Bu; Türk hükümetinin, ekonomik sıkıntılara ve dillendirilen mutlu izolasyonuna doğru yeni bir önemli adımıdır.