Profesör Pipes bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. General Kasım Süleymani'nin ABD güçleri tarafından infaz edilmesine şaşırdınız mı?
Evet. Tam anlamıyla. Donald Trump'ın politikası ile tamamen tutarsız. Trump döneminde Amerikan dış politikasını izleyen biri sürprizlere hazır olmayı öğreniyor. Bunun ardından neyin geleceğini bilmiyorsun.
Batı'da birçok kişi tarafında dünyadaki en kötü teröristlerden biri olarak ancak İran hükümeti ve destekçileri tarafından oldukça pohpohlayıcı ve olumlu terimlerle tanımlanan birinin öldürülmesine ilişkin görüşleriniz nedir?
Bunun, çoğu insanla karşılaştırıldığında, daha az önemli bir olay olduğunu düşünmeye meyilliyim. İlk olarak, Süleyman bir karar verici değil bir ajandı; o talimatları geliştirmiyor, talimatları yerine getiriyordu. Açıkçası bu konuda çok yetkindi ancak böyle ajanlar bulmak o kadar zor değil. Ayrıca daha önceden de bir ajanın etkisiz kılındığı, ardından yerine onun kadar iyi ve belki de çok daha yetkin birinin geçtiği durumlar olmuştu. O yüzden öldürülmesinin İran'ın yetileri anlamında devasa sonuçları olduğunu düşünmüyorum.
Bu da geriye iki soru bırakıyor: İranlılar ne yapacak ve Amerikalılar ne yapacak?
İranlılar Amerika Birleşik Devletleri'ne dolaylı yoldan tepki verecekler, belki siber saldırı ya da kinetik olmayan ve şiddet içermeyen yollarla. İsrail'e ve Yahudi çıkarlarına saldırabileceklerini düşünüyorum, ama Amerikalılara saldırmayacaklar; Trump ile uğraşmak istemiyorlar.
Ya ABD'nin tepkisi? İlk soruya verdiğim cevapta bahsettiğim gibi, hiçbir fikrim yok. Bu İran'a yönelik büyük politika değişiminin başlangıcı mı? Yoksa gelecekte belirli etkileri olmayacak tek seferlik bir atış mı? Hiç kimse bilmiyor. Donald Trump'ın ne yapacağı belli olmuyor.
O yüzden, genel olarak bu eylemin o kadar önemli olmadığını düşünüyorum. İran'ın yetilerini çok fazla etkilemeyecek. İranlılar ve Amerikalılar savaşmayacaklar. ABD politikasında temel bir değişiklik göreceğimizi düşünmüyorum.
Başkan Trump'ın neden bu şekilde davranmaya karar verdiği konusunda pek çok şey söylendi ve düzenli olarak duyduğumuz pozisyonlardan birisi Bağdat'taki ABD elçiliğinde gerçekleşen saldırı ve Süleymani'yi destekleyen milis kuvvetlerinin elçiliğin nöbetçi kulübesine "Süleymani benim liderim" diye karaladıkları. Ve bunun Amerikalılara 1979 ve Tahran ile ilgili birçok şeyi hatırlattığı.
Olabilir. Ayrıca Trump'ın kahvaltıda ne yediği ile de ilgili olabilir. Yineliyorum, bilmiyorum; Donald Trump'ın sağı solu belli olmuyor. Bakın, geçen birkaç içinde Türk kuvvetlerinin Suriye girmesinin ve Kürt müttefiklerimizi hırpalamasının yolunu açtı ve iki büyük Suudi petrol tesisine yönelik iki İran atağına tepki vermedi – şimdi de bu. Trump'ı açıklayamıyorum. Ve gerçekten de okuduklarıma göre, yardımcıları da tamamen şaşkın. O yüzden, Trump'ın ne yapacağının belli olmadığını kabul etmek daha iyi. Bu arada bir kovboy olarak rakiplerini hop oturup hop kaldırdığından bu kendi içinde bazı erdemlere sahip. Ama dezavantajları da var, rakipleri beladan nasıl kaçınacaklarını müttefikler ise ne adım atacaklarını falan anlayamıyorlar.
Başkanın bu hareketi hakkında stratejik anlamda ne düşünüyorsunuz, bize sürekli olarak Barack Obama ve George W. Bush'un Süleymani'yi etkisizleştirme fırsatına sahip oldukları ve yapmamaya karar verdikleri söylendi, belki bu potansiyel bir başarısızlıktan çekindikleri içindi. Stratejik olarak, bu etkisizleştirme mantıklı mı?
Eğer ardı bırakılmazsa stratejik olarak mantıklı. Eğer tek seferlik bir şeyse çok fazla fark etmiyor. Ama ardı bırakılmazsa bu İran İslam Cumhuriyeti'nin 40 yılından sonra, ABD hükümeti en sonunda İran'ın saldırganlığına sadece ekonomik olarak değil askeri olarak da tepki vermeye karar verdi demektir: İran'ın nükleer silahlar inşa etmesine, cihadına, aşağı yukarı dört ülkeyi ele geçirmesine – Yemen, Lübnan, Suriye ve Irak – ve ideolojik saldırganlığına. Bu derin bir değişim anlamına gelir ki, evet o zaman büyük bir olay. Ancak eğer bir kerelik bir ajanın öldürülmesi ise hayır, çok önemli değil.
O yüzden, kısa vadede ve belki orta vadede, Orta Doğu'daki potansiyel etkisi ne olur? ...
Dediğim gibi, İranlılar acısını Amerikalılardan değil ... belki dolaylı yoldan İnternet aracılığı ile tepki verme hariç, İsrail ve Yahudi ilgi alanlarından muhtemelen de Suudilerden çıkaracaklar ... Orta Doğu'da şiddette bir artış olabilir, zaten hali hazırda var ama var olandan çok daha fazlası olabilir. İranlılar dört ülkede savaşa gitme yolundalar. Örneğin, Süleymani Irak'ta muhaliflerin güçlü bir şekilde baskılanmasını denetledi; bu baskının devam etmesini bekliyorum.
Peki ya İran'ın içi? Protestolar hakkında pek çok şey duyduk, insanlar hayatlarından, yaşam maliyetinin gerçeklerinden ve iki yakalarını bir araya getirmeye çabalamaktan, silahsız protestocuların güvenlik ekipleri tarafından vurulmasından son derece mutsuz. Bunun İran'ın iç dinamiklerinde herhangi bir değişikliğe neden olacağını bekliyor musunuz?
Güzel soru. İranlıların büyük çoğunluğu rejimlerini sevmiyor ve arada sırada – 2009 ve 2019 de dahil olmak üzere son birkaç ayda – bu memnuniyetsizliklerini ifade ettiler. Rejim güçlü, muhaliflerle nasıl baş edeceğini biliyor ve baskıladı da. İranlıların büyük çoğunluğunun önemli bir rejim ajanının etkisiz kılınmasından mutsuz olmadığını düşünüyorum. Ancak aynı zamanda bayrağın etrafında bir miktar bir araya gelindiğini ve insanların içlerinden birinin o şekilde infaz edilmesi gerçeğinden hoşlanmadıklarını da düşünüyorum. İranlıların tepkisinin ne olduğunu bilmiyorum, oradan gelen raporları henüz görmedim; bu biraz zaman alacak. Ancak muhtemelen bu infaz onları kendilerini mutsuz eden, baskılayan totaliter rejime karşı direnme konusunda cesaretlendirecektir.