Hamas'ın yaklaşık 1400 İsrailliyi katlettiği 7 Ekim 2023 olayının ardından büyük bariz bir değişim yaşandı. İsrail'in Filistinler üzerinde bir zafer kazanma fikri, marjinal bir düşünceden ana akım bir düşünceye, periferiden konsensüse dönüştü. Hem politikacılar hem de anketler bu fikri destekliyor. İsrailliler dönüşmüş bir halk gibi görünüyor. Ama gerçekten öyle mi?
Başbakan Benjamin Netanyahu zaferi sürekli bir vaaza dönüştürdü: "Zafer zaman alacak. ... şimdi tek bir hedefe odaklanıyoruz, o da güçlerimizi birleştirmek ve tam zafer için ileri atılmak." Askerlere ise "Tüm İsrail halkı sizin arkasında ve zaferi elde etmek için düşmanlarımıza şiddetli darbeler indireceğiz. Zafere doğru? Ve "Zaferle çıkacağız" dedi.
Savunma Bakanı Yoav Gallant, Başkan Joe Biden'a İsrail'in zaferinin "bizim için ve Amerika Birleşik Devletleri için hayati önem taşıdığını" söylediği konuşmasını aktardı. Gallant askerlerine, "Zafere ulaşmaktan sorumluyum." dedi. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, "tüm bütçe harcamalarını durdurup onları sadece bir şeye yönlendirdik: İsrail'in zaferi" diye duyurdu. İsrail'in Hamas ile savaşının hedefini "ezici bir zafer" olarak adlandırdı. Savaş Kabinesi üyesi Benny Gantz ise durumu "direnç ve zafer zamanı" olarak nitelendirdi.
Ancak bu politikacılar, genelde "İsrail tarihindeki en sağcı hükümet" olarak adlandırılan bir hükümeti temsil ediyorlar. Peki ya diğerleri? Birçokları gerçekten de Hamasl'in ortadan kaldırılması gerektiği konusunda hemfikir:
- Naftali Bennett, eski başbakan: "Hamas'ı yok etme zamanı."
- Amir Avivi, emekli tuğgeneral: "Hamas'ı yok etmeliyiz. Onları tüm becerilerinden tamamen mahrum bırakmalıyız."
- Chuck Freilich, eski ulusal güvenlik danışmanı yardımcısı (Ha'aretz): "Israil artık Hamas'ı kesin bir yenilgiye uğratmalıdır."
- Tamir Heyman, eski IDF istihbarat şefi: "Kazanmak zorundayız."
- David Horovitz, Times of Israel gazetesi editörü: "Kazanılması gereken bir savaş var."
- Yaakov Amidror, eski ulusal güvenlik danışmanı: Hamas "öldürülmeli ve yok edilmeli."
- Meir Ben Shabbat, eski ulusal güvenlik danışmanı: "İsrail Hamas ile bağlantılı her şeyi yok etmelidir."
Ya İsrail'in genel nüfusu? Bunu öğrenmek için Orta Doğu Forumu 7 Ekim'de 1086 yetişkin İsrailli ile bir anket yaptı. Anket, Hamas'ın yok edilmesine, bunu başarmak için bir yapılacak bir kara harekâtına ve Suudi Arabistan'a resmi bağlar karşılığında taviz verilmemesine olağanüstü bir destek olduğu bulgusuna ulaştı.
(Anketi Direct Polls Ltd. şirketinden Shlomo Filber ve Zuriel Sharon gerçekleştirmiştir; istatistiksel örnekleme hatası yüzde 4'tür).
Mevcut savaşta "İsrail'in öncelikli hedefi ne olmalıdır" sorusuna halkın yüzde 70'i "Hamas'ı ortadan kaldırmak" cevabını vermiştir. Buna karşılık, sadece yüzde 15'i "Hamas'ın elindeki esirlerin koşulsuz serbest bırakılmasını sağlamak" ve yüzde 13'ü "Hamas'ı tamamen silahsızlandırmak" cevabını vermiştir. Dikkat çekici bir şekilde, İsrailli Arapların (ya da daha teknik bir ifadeyle, radikal bir anti-Siyonist Arap partisi olan Ortak Listeyi destekleyen seçmenlerin) yüzde 54'ü "Hamas'ı ortadan kaldırmayı" tercih etmiştir.
Hamas'ı ortadan kaldırmak için Gazze'ye kara harekâtı düzenlenmesi ya da kara harekâtından kaçınarak Hamas ile başa çıkmak için başka bir yol tercih edilmesi seçenekleri sunulduğunda, yüzde 68'i birincisini, yüzde 25'i ise ikincisini seçti. Bu kez İsrailli Arapların yüzde 52'si çoğunluk ile aynı fikirdeydi.
Katılımcıların yüzde 72'si Suudi Arabistan ile resmi ilişkilerin bedeli olarak "Filistin Yönetimi'ne önemli tavizler" verilmesini reddederken, sadece yüzde 21'i evet dedi. Burada İsrailli Arapların 62'i çoğunluk ile birlikte oy kullanmıştır.
Kısacası, İsrail siyasetine şiddetli bir Hamas ve Filistin Yönetimi karşıtı ruh hali hâkim ve sadece iki sol parti (İşçi Partisi ve Meretz) muhalefette. İsrailli Arapların çoğunluğu bile Hamas ve Filistin Yönetimi'nin kendi güvenlik ve refahları için oluşturduğu tehlikenin farkında.
O halde asıl soru şu: bu vahşet Yahudi ve Arap İsrailliler arasında temel bir bakış açısı değişikliğine mi işaret ediyor yoksa sadece geçici bir duygu dalgalanması mı?
Bu vahşet Yahudi ve Arap İsrailliler arasında temel bir bakış açısı değişikliğine mi işaret ediyor yoksa sadece geçici bir duygu dalgalanması mı?
Uzun süredir gözlemci ve Filistin-İsrail çatışmasının konusunda uzman bir tarihçi olarak, ikincisini daha olası görüyorum. 1882'den günümüze kadar, iki kavgalı taraf dikkat çekici derecede kısır bir sürekliliğe sahip bir sicil derlemişlerdir. Filistinliler reddedici bir zihniyete sahipken (Yahudi ve İsrailli olan her şeye hayır, hayır ve asla), Siyonistler uzlaşmaya bağlı kalıyorlar (bizi kabul edin, biz de sizi zenginleştirelim). İkisi de etraflarında dönüp duruyor, pek bir şey değişmiyor ya da ilerleme kaydedilmiyor.
Bu doğrultuda, İsrail'in şu anki öfkeli ruh halinin, eski kalıplar yeniden ortaya çıktıkça ve her zamanki olağan işler geri döndükçe zamanla azalmasını bekliyorum.
Bay Pipes (DanielPipes.org, @DanielPipes) Orta Doğu Forumu'nun başkanıdır. © 2023 Daniel Pipes. Tüm hakları saklıdır.