Filistinli cihatçı örgüt Hamas'ın Melbourne merkezli destekçileri 7 Ekim 2023'ten bu yana şaşırtıcı saldırganlık eylemlerine giriştiler. Neden Melbourne Üniversitesi'nin kütüphanesine zorla girdiler, birçok katta hasara neden oldular ve pahalı kitap tarama ekipmanlarını tahrip ettiler? Neden bir savunma fuarının dışında 24 polis memurunu taş, asit ve gübre ile yaraladılar? Neden bir Starbucks mağazasını işgal ettiler, İsrail karşıtı sloganlar attılar, ürünleri çaldılar ve bir baristaya tükürdüler?
Benzer davranışlar başka yerlerde, örneğin Amerika Birleşik Devletleri'nde de soru işaretlerine yol açmaktadır. New York'taki Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi'nde tedavi gören çocuklara "soykırımda suç ortaklığı" yaptıkları gerekçesiyle neden "Utanç!" diye bağırılır? Neden bir McDonald's restoranına "soykırım için yemek" yaptığı için saldırılsın? Neden Washington, D.C.'deki Lincoln Anıtı'nı tahrip ediyorlar?
Bu faaliyetlerin hiçbiri Yahudileri ya da İsrail'i hedef almıyor; daha ziyade genel kamuoyunu kışkırtıyor. Onları motive eden nedir? Bu tür anti-sosyal davranışlar Hamas'a nasıl fayda sağlayabilir?
FrontPageMag.com'dan Daniel Greenfield bu duruma bir açıklama getiriyor ve bunu Sol'un Batı'yı yok etmek için güdülen "radikalleşme sürecinin bir parçası" olarak görüyor. Ben daha farklı, daha odaklanmış bir hedef öneriyorum: Kaybederek Hamas'a sempati kazandırmak. Yanlış okumadınız; yanlış davranış, acı ve şehitlik mantığını içeren Hamas yanlısı bir stratejiye uyuyor. Bu strateji bazı başarılar da elde etti.
Hamas'ın Şehitlik Stratejisi
Bu strateji binlerce kilometre öteden, Gazze'den kaynaklanıyor.
Savaşın normal seyri sırasında bir taraf diğerine kazanma, savaş alanında üstün gelme beklentisiyle saldırır. İslamcı örgütler genellikle bu kurala uyarlar: Hizbullah rakiplerini yenerek Lübnan'da baskın güç haline geldi. İslam Devleti bir anda ortaya çıkarak Irak, Suriye ve ötesinin büyük bir bölümünü ele geçirdi. Heyet Tahrir el-Şam, Suriyeʼyi yönetmek için Beşar Esad güçlerine karşı bir yıldırım harekâtı gerçekleştirdi ve kazandı.
Aynı şekilde Hamas da 2007 yılında Gazze'yi Filistin Yönetimi'nin elinden aldı. Ancak daha sonra Yahudi devletini yok etmek için şaşırtıcı ve muhtemelen eşi benzeri görülmemiş bir yaklaşım benimsedi. İsrail Savunma Güçleri'ne (IDF) karşı kaybetme niyetiyle savaşmaya başladı. Evet, İsrail'in çok daha güçlü ordusuna saldırdı ve 2008-09, 2012, 2014, 2019, 2021 ve 2023'te olduğu gibi İsrail tarafından ezilmek istedi.
Bu benzersiz savaş yaklaşımı, Hamas'ın on sekiz yıl boyunca kendi halkına neden kasıtlı olarak bomba, korku, yıkım, evsizlik, açlık, yaralanma ve ölüm dayattığını; neden camilere, kiliselere, okullara, hastanelere ve özel evlere asker ve füze yerleştirerek Gazzelileri canlı kalkan olmaya zorladığını; neden sivillerin güvenli bir yere kaçmasını engellediğini ve neden ABD hükümetinin Gazze açıklarındaki "insani yardım iskelesine" havan toplarıyla saldırarak yardımların sivillere ulaşmasını engellemeye çalıştığını açıklamaktadır.
Hamas liderleri sivillerin acı çekmesini istediklerini gizlemiyorlar.
- Ghazi Hamed: "Şehitleri kurban etmekten gurur duyuyoruz."
- Halid Meşal: "Hiçbir halk fedakârlık yapmadan özgürleşemez."
- Ismail Haniyeh: "Çocukların, kadınların ve yaşlıların kanı" dökülmelidir.
- Yahya Sinwar: Ölümler "bu ulusun damarlarına hayat aşılar, onu şan ve şerefe yükselmeye teşvik eder."
Bu sapkın stratejinin iki ana faydası var. Birincisi, İsrail sivillerin hayatından endişe ettiği için Hamas tarafından üs olarak kullanılan camilere ve okullara saldırmaktan kaçındığı için taktiksel avantajlar sağlıyor. Aynı şekilde, sivilleri Gazze'ye gelen büyük miktardaki yakıt, gıda, su ve ilaçtan mahrum bırakmak, bu yardımların Hamas üyeleri tarafından rahatça kullanılabilmesini sağlıyor.
Şehitliğe Verilen Yanıtlar
İkincisi – buradaki konumuz – Hamas askeri olarak kaybederek siyasi olarak kazanıyor. Her seferinde Yahudi devletine saldırarak şiddeti kışkırtıyor ve vahşi bir karşılık verilmesine yol açıyor. Hamas daha sonra bu yanıta ve neden olduğu yıkım, açlık ve ölüme işaret ederek, bu yıkımın ilk saldırısının tüm anısını sileceğine güveniyor.
Böylece sivillerin çektiği acılar Hamas'ın halkla ilişkiler amaçlarına hizmet ediyor. Gazze'deki durum ne kadar kötüyse, Hamas İsrail'i saldırganlıkla o kadar inandırıcı bir şekilde suçlayabilir ve mağdur statüsünü iddia edebilir. İsrail her zaman sivillere zarar verdiğinde Hamas, ölü sayılarını şişirmesinin de gösterdiği gibi, kurbanların sefaletinden zevk alıyor. Hamas, el yapımı silahlarla sık sık olduğu gibi yanlış ateş edip Gazzelilere zarar verdiğinde, hemen İsrail'i suçlayarak davasına daha fazla sempati kazandırıyor.
Gazze'nin sefaleti, İslamcılar, Arap milliyetçileri, Filistin milliyetçileri, aşırı solcular ve aşırı sağcılar gibi her görüşten antisemitlerin hararetli desteğine dönüşüyor. İsrail'in algılanan barbarlığına duyulan öfke, "Özgür Filistin" ve "Nehirden denize Filistin özgür olacak" gibi yok edici sloganlarla sembolize edilen yoğun duygular yaratıyor. Kampüsler ve sokaklar Siyonizm karşıtı öfkeyle dolup taşıyor, Super Bowl'un devre arasında "Filistin" bayrağı açılıyor, İslamcılar ve solcular galeyana geliyor, kitap yazarları konuyu çarpıtıyor, medya saçmalıyor, liberal politikacılar kıvranıyor, BM kınıyor ve uluslararası mahkemeler tutuklama kararları çıkarıyor.
İsrailliler bu taktiği çok iyi anlıyor. Başbakan Benjamin Netanyahu'nun açıkladığı gibi: "İsrail için her sivil ölümü bir trajedidir. Hamas içinse bu bir strateji. Aslında Filistinli sivillerin ölmesini istiyorlar, böylece İsrail uluslararası medyada karalanacak ve savaşı kazanmadan önce bitirmesi için baskı görecek." Birleşik Arap Emirlikleri'nden Dirar Belhoul al-Falasi gibi Orta Doğulular da aynı fikirde: "Hamas hastanenin çatısından bir roket attı, böylece İsrail bu hastaneyi bombalayacaktı."
Mantık ve ahlakın bu şekilde tersine çevrilmesi işe yarıyor çünkü mağduriyet, İran'ın Ali Hameney'inden aşırı duyarlı Sol'a kadar diktatörlerin ve ilericilerin ortak para birimi haline geldi. Bunlar dünyayı zalimler ve mazlumlar olarak ikiye bölerler, Yahudileri arketipik zalim olarak gösterirler, sonra da dünyanın mülksüzleştirilmişlerinin kisvesine bürünürler. Hamas, orta çağdan kalma bir İslam hukukunu savunan cihatçı bir örgüt olabilir, ancak Sol'un baskı dilini zekice öğrenmiştir.
Batı'nın Yanlış Davranışları
Bu da bizi Hamas'ın Batı'daki müttefiklerine geri götürüyor. Ezen/ezilen söylemini ilerletmek için Hamas'ın kaybetmek için savaşma stratejisini tekrarlıyorlar. Daha nazik bir savaş alanında yaşarken, şehitlikleri de daha nazik bir nitelik kazanıyor: açlık ve ölüm değil, polis copları ve hapishanede gecelemek. İsraillileri katletmek gibi Batılıları kızdırmak da asıl amaç değil, solcu ve İslamcı tabanı öfkelendirecek bir tepkiyi kışkırtmak için bir araç. Amerikan kampüslerindeki yıkık çadır manzaraları Gazze'deki yıkımı yansıtıyor. Kolluk kuvvetlerini kışkırtmak IDF'yi akla getirmeyi amaçlıyor. Nitekim İsrail karşıtı aktivistler İsrail ile Batılı kolluk kuvvetleri arasındaki her türlü bağı kamuoyuna duyurmaktadır.
Hamas yanlılarının 7 Ekim'den bu yana geçen on altı aydaki faaliyetlerine ilişkin bir araştırma (bkz. Ek), Hamas yanlısı grubun yasaları oldukça benzer şekillerde çiğnediğini ortaya koyuyor ve ortak bir oyun kitabına işaret ediyor. Tekrar ve tekrar üniversiteleri tahrip ediyor, sürücülere rahatsızlık veriyor, kutlama etkinliklerini aksatıyor, Noel etkinliklerini kesintiye uğratıyor, müzeleri kapatıyor, liberal politikacılara saldırıyor ve insanları evlerinde taciz ediyorlar.
Kısa vadede bu strateji işe yarıyor. Hizbullah, Joe Biden'ı İsrail'e başlangıçta verdiği güçlü destekten geri adım atmaya ittikleri için "hükümetlerine baskı uygulayan" aktivistleri haklı olarak övdü. Latin Amerika hükümetleri ilişkileri kopardı. İsrail başbakanı savaş suçları nedeniyle tutuklanmaktan endişe ediyor. Anketler gençlerin İsrail'e büyük ölçüde yabancılaştığını gösteriyor.
Peki ya uzun vadede? Burada mağdurlaştırma taktiği daha az başarılı görünüyor. Hamas tarzı kavgacılık, Batılıları cezbettiğinden daha fazla itiyor. Hamas'ın müttefiklerinin dost kazanmaya çalışmadığı ortada. Çok sayıda anekdot var: Pasadena'da bir kalabalık, polis İsrail karşıtı protestocuları temizlediğinde tezahüratlara boğuldu. Detroitli eğlence düşkünleri protestocuları fiziksel olarak dışarı itti. Teksaslılar İsrail karşıtı bir göstericiyi siyasi bir mitingden zorla çıkardılar. Stanford Üniversitesi'ndeki bir Aile Hafta Sonu etkinliğine katılan ebeveynler, "aksamalar arttıkça protestocuları yuhalamaya başladı. Birçok ebeveyn protestoculara bağırarak karşılık verdi ve onları saygısız olarak nitelendirdi." Rutgers Üniversitesi'ndeki öğrenciler İsrail karşıtı sloganları ulusal marş söyleyerek bastırdı. Kuzey Carolina Üniversitesi'ndeki kardeşlik derneği üyeleri, bir Amerikan bayrağını İsrail karşıtı göstericilerin saygısızlığından korudu; neşeli bir GoFundMe kampanyası, "dünya çapında bir parti" vermeleri için kısa sürede 516.000 dolar topladı.
Anket araştırması bu izlenimi doğruluyor. Resolve Strategic tarafından Avustralyalı seçmenler arasında yapılan bir anket, İsrail karşıtı eylemlerin seçmenlerin yüzde 46'sının Hamas'ı destekleme ihtimalini azalttığını ortaya koymuştur. Kampüs kampları ile ilgili olarak Washington Post gazetesinden Aaron Blake, Amerikalıların "protestoculara nispeten az sempati gösterdiğini veya eylemlerini daha az onayladığını" tespit etti. "Üniversite kampüslerindeki protestolar sizi Filistinlilere karşı daha sempatik mi yoksa daha az sempatik mi yaptı?" diye sorulduğunda neredeyse 2'ye 1'lik bir farkla (yüzde 29'a karşı yüzde 16) katılımcılar daha az sempatik hale geldi. Bir başka ankete göre Amerikalılar kampüslerdeki yanlış davranışlara desteklediklerinden çok daha yoğun bir şekilde karşı çıkmaktadır. Üçüncü bir anket ise Amerikalıların 2'ye 1'lik bir farkla (yüzde 65'e karşı yüzde 33) üniversite yerleşkelerini onaylamadığını ve 3'e 1'lik bir farkla (yüzde 72'ye karşı yüzde 23) bu katılan öğrencilerin disipline edilmesini istediğini ortaya koymuştur.
Ardından Donald Trump geldi ve kendine has norm kırıcı ve kaotik yöntemiyle hem Hamas destekçilerini ABD'den hem de Gazzelileri Gazze'den kovmakla tehdit etti. Eğer şehitlik, gerçek ve nazik bir şekilde, solcu tabanı motive ediyorsa, sağcı tabanı da daha yavaş ama daha az kesin ve sonuç alıcı bir şekilde motive ediyor. Başlangıçtaki bazı başarılara rağmen Hamas'ın müttefiklerinin kaybetmek için savaş stratejisi Batı'da mahkûm olmuş gibi görünüyor.
Bay Pipes (DanielPipes.org, @DanielPipes) Orta Doğu Forumu'nun kurucusu ve Israel Victory: How Sionists Win Acceptance and Palestinians Get Liberated (Wicked Son) adlı kitabın yazarıdır.
Ekler: İsrail Karşıtı Eylemlerden Seçmeler
- Columbia, Cornell, CUNY, Harvard, Stanford, UC-Berkeley ve UCLA dahil olmak üzere bazı durumlarda defalarca üniversiteleri tahrip etmek.
- Los Angeles, Seattle, Chicago ve New York'taki havaalanlarına erişimi engelleyerek; New York City'nin Brooklyn, Manhattan ve Williamsburg köprüleri ile Holland Tüneli'ni kapatarak ve Golden Gate Köprüsü'nde trafiği durdurarak sürücülere rahatsızlık vermek.
- Manhattan'daki Macy's Şükran Günü Geçit Töreni ve İşçi Bayramı Geçit Töreni, Pasadena'aki Rose Bowl Geçit Töreni birçok şehirdeki (Boston, Denver, New York, Philadelphia ve Toronto) Onur Yürüyüşleri gibi kutlama etkinliklerini bozmak ve Milano'daki La Scala opera binasının yıllık prömiyerine dışkı atmak.
- Detroit'te Demokratların düzenlediği bir şenlikte bir kadını yumruklayarak, Rockefeller Center'ın Noel ağacı ışıklandırmasında polisle itişip kakışarak ve Melbourne'de hem kör çocuklar için düzenlenen Noel bağış etkinliği Carols by Candlelight'ı aksatarak hem de Myer mağazasının ünlü yıllık Noel vitrini açılışı etkinliğini engelleyerek Noel etkinliklerini kesintiye uğratmak.
- Manhattan'daki Modern Sanat Müzesi gibi müzeleri saatlerce, San Francisco'daki Yerba Buena Sanat Merkezi'ni ise bir ay süreyle kapatmak. Brooklyn Müzesi'ne yaptıkları saldırı sadece müzenin erken kapatılmasınla neden olmakla kalmadı, sanat eserlerine de zarar verdi.
- Liberal politikacılara karşı saldırganlık: Kaliforniya yasama meclisini kapatmak, Temsilciler Meclisi Azınlık Lideri Hakeem Jeffries'in ofis tabelasını bozmak, Biden Beyaz Saray'ının kapılarından birini tırmanarak aşmak, Kamala Harris'in başkanlık kampanyası etkinliklerini şiddetle engellemek, Hillary Clinton'a "savaş suçlusu" ve "Fa[ş]ist yalaka" demek ve Amsterdam'daki kraliyet sarayını tahrip etmek.
- Columbia Üniversitesi yöneticisi, Brooklyn Müzesi müdürü, Savunma Bakanı Lloyd Austin ("Austin, Austin, uyan ve kalk, soykırım sırasında uyumak yok!") ve İngiltere Başbakanı Rishi Sunak gibi insanları evlerinde taciz etmek, belki de evlerine zarar vermek.