ABD, Erdoğan'ı sorun olarak görmeye devam ediyor, ilişkiler soğuma eğiliminde ilerliyor.
Erdoğan uygun başbakan bulamazsa Çankaya'da yalnızlaşır. ABD Gül'ü tercih eder
Daniel Pipes, Amerikan Dış İlişkiler Konseyi (CFR) içinde Neocon (sağ) kanadı temsil eden önemli üyelerden. Amerika'daki Yahudi lobisi tarafından da önemsenen bir tarihçi ve akademisyen. CFR, Amerika Dışişleri için strateji üreten önemli organlardan.
Daniel Pipes'ın görüşleri Washington hükümetinde tam olarak hâkim değil, ancak bu görüşler yoğun bir şekilde tartışılıyor ve bu yönde bir eğilim var. Pipes, Amerikan hükümetlerinin aksine uzun bir süreden beri AKP'ye karşı çıkan kanada mensup. 2007'den bu yana yazdığı yazılarla ABD'nin AKP'yi desteklemeyi bırakmasını ve "doğal müttefik" olarak tanımladığı laik kesime yönelmesi gerektiğini vurguluyor.
Aydınlık: http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/48481-cfr-uyesi-stratejist-daniel-pipes-aydinlika-degerlendirdi-tayyipin-isi-zor.html
'ERDOĞAN HÂLÂ SORUN OLARAK GÖRÜLÜYOR'
• Mart ayında sizinle yaptığımız söyleşide Washington'un Erdoğan'ı çözümden çok sorun olarak gördüğünü söylemiştiniz. Durum hâlâ aynı mı?
Amerikan devletinin yürütme organı, yani Beyaz Saray, Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı vs. Erdoğan'ın ABD için bir sorun olduğunu daha önce Gezi Parkı olaylarıyla birlikte fark etti. Bu farkındalık o zamandan bugüne arttı, özellikle de Irak ve Suriye'deki İslam Devleti'ne (IŞİD) yönelik hoşgörülü duruşu ve İsrail'e karşı Nazivari çıkışlarından sonra.
• Washington, Erdoğan ile cumhurbaşkanı olarak nasıl geçinecek?
Erdoğan, yönelimini köklü bir şe-kilde tersine çevirmediği sürece, ilişkilerin soğumaya devam edeceği yönünde bir beklentim var.
• ABD'nin Erdoğan ile ortaklığı 2002'den bu yana çok iyiydi. Ne oldu sonra?
2011 seçimlerine kadar Erdoğan oldukça temkinliydi, bu nedenle "dışarıdan" (yabancı) insanların onun kim olduğunu anlamaları için İslamcı geçmişini ayrıntılı bir şekilde bilmeleri gerekiyordu; bu tarihten sonra (2011 Haziran) herkes kolayca kim olduğunu görebiliyor artık.
• Ekmeleddin İhsanoğlu ya da Selahattin Demirtaş'ın Cumhurbaşkanı olarak seçilmesi, ABD açısından daha tatmin edici bir sonuç olur muydu?
Hiç şüphesiz.
'ERDOĞAN'I EKONOMİK ZORLUKLAR BEKLİYOR'
• Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasıyla, Türkiye'nin genel anlamda geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Son derece kötümser bir tablo var ortada. Etnik, siyasi ve dini çizgiler arasında giderek artan bir bölünme görüyorum. Hatta belki de çok daha fazla gerilim çizgileri oluşabilir; korkunç bir ekonomik manzara var, faiz oranları yükselmiş ve doğrudan yabancı yatırım kurumuş durumda ve başarısız bir dış politika var, özellikle de İran, Irak, Suriye, İsrail ve Mısır'la birçok yeni soruna neden olan "komşularla sıfır sorun" siyaseti...
• Erdoğan'ın ABD'deki gibi bir başkanlık sistemi getirebileceğini düşünüyor musunuz?
Hayır, Amerikan sistemi hukukun üstünlüğüne ve hükümetin yürütme, yasama ve yargı organları arasında güçler ayrılığına derin bir saygı temelinde gelişti. Erdoğan hepimizi şaşırtmazsa eğer, ülkeyi, kuralları ya da sınırları olmayan, dilediği her şeyi yapabilecek şekilde seçilmiş bir padişah gibi yönetmeyi planlıyor.
'ÇANKAYA'YA HAPSOLABİLİR'
• Son söyleşimizde Erdoğan'ın -özellikle de Gezi hareketinden sonra- önceki yıllardaki gibi güçlü olmadığını belirtmiştiniz. Cumhurbaşkanı olduktan sonra daha da fazla güç kaybedeceğini düşünüyor musunuz?
Şu anki büyük bilinmezlik Erdoğan yerine Başbakan olarak kimin geleceğiyle ilgili. Eğer Erdoğan ciddi bir siyasetçi olan ama aynı zamanda önemli meselelerde kendisine riayet eden, tam olarak doğru kişiyi bulabilirse ve bu kişi bir sonraki genel seçimlerde yeterince sandalye kaza-nabilir ve bir başkanlık sistemi yaratabilirse, o zaman yeni cumhurbaşkanı ciddi siyasi sorunlar yaşamaz. Ancak, başbakanlığa gelecek olan halefi hatalar yaparsa ya da Erdoğan'ın isteklerine karşı meydan okursa, o zaman da Erdoğan kendisini Çankaya Köşkü'nde hüsran ve yalnızlık içinde bulabilir.
• Eğer Abdullah Gül AKP içinde güç kazanmaya çalışırsa, sizce Erdoğan partide güç kaybedip Gül liderliği ele geçirebilir mi?
AKP'nin iç gelişmeleri konusunda yeterli bilgiye sahip değilim; ancak 2002-2003 yıllarında dört ay boyunca başbakanlık yapmış olan Gül, açık bir şekilde potansiyel bir başbakan adayıdır. Başka bir ifadeyle, bu Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucu sıkıcı sayılabilecek derecede öngörülebilir oldu ama şimdi önümüze gelen mesele başbakanın seçilmesidir ve bu konu içerisinde büyük bir dram barındırıyor.
• Washington Gül ile işbirliği yapmayı Erdoğan'a tercih eder mi?
Putin'in Rusyası hariç, neredeyse her yabancı hükümet Erdoğan yerine Gül ile işbirliği yapmayı tercih eder.
'TENEKE DİKTATÖR'
• Seçim sonuçlarına bakınca, sizce bu Erdoğan'ın galibiyeti midir, yoksa İhsanoğlu ve Demirtaş için bir yenilgi mi?
Erdoğan'ın galibiyetidir; ancak diğerleri için bir yenilgi değildir. Bu adaylar, cumhurbaşkanı olarak seçilmeyi gerçekçi anlamda bekleyemezdi zaten... Ancak çirkin bir galibiyettir bu; çünkü Erdoğan -Amerikan İngilizcesinde ifade ettiğimiz gibi- "teneke diktatör"(tin-pot dictator) taktikleri izledi. Oynadığı futbol maçında attığı saçma sapan 3 golü kastediyorum ve gazetecileri ve polisleri hapse attırmasını, yanlı TRT yayınlarını, etnik kökene yönelik hakaretlerini, çok sayıda vatandaşa düşman muamelesi yapmasını...
• Seçimleri boykot eden bunca insanı nasıl görüyorsunuz?
Onlara sempatiyle bakıyorum. Ana tercih iki tip İslamcı aday arasındaydı ve bu Atatürkçüler için bir kâbustu.