Kanada'da Michael Zehaf-Bibeau'nun bir askeri öldürüp, parlamento binası koridorlarında ateş açmasıyla, Batı medyasındaki İslamcı terör haberlerine bir yenisi daha eklendi. Zira haberlere göre, saldırgan din değiştirerek Müslüman olmuştu ve cihatçılara sempati duyuyordu. Hatta yüksek riskli yolcu olduğu için pasaportu elinden alınmıştı.
Başkent Ottowa'daki gelişmeleri bildiren muhabirlerden biri, "Yetkililer saldırganın kimlerle temasta olduğunu öğrenmeye çalışıyor. Internet üzerinden mi radikalleşti yoksa 'ani cihat sendromu'yla bir anda bir şey mi yapmaya karar verdi?" diyerek, "ani cihat sendromu" ifadesini yeniden gündeme getirdi.
Aslında bu yeni ortaya atılmış bir ifade değil. Mucidi Ortadoğu Forumu adlı düşünce kuruluşunun direktörü Daniel Pipes. Forumun amacı internet sitesindeki açıklamasına göre, Ortadoğu'da radikal İslamcılık ile mücadele etmek, İsrail'in Filistinlilerce kabulünü sağlamak, Irak ve İran'a karşı strateji geliştirmek ve Türkiye'de İslamcılığın yükselişini gözlemlemek. Daniel Pipes, Ortadoğu ve İslamiyet üzerine çalışmaları ve keskin çıkışları ile tanınan tartışmalı bir isim.
Pipes bu sendromun tanımlamasını 2006'da İran asıllı bir Amerikalı'nın Kuzey Carolina Üniversitesi'ne ciple dalarak, öğrencileri öldürme girişimi sonrası yapmıştı. Pipes "Normal görünen Müslümanların aniden şiddete başvurması, bir sürü örnek vatandaşın gizlice radikal İslamcılığı benimseyip, terör amaçlı saldırı düzenlemeleri" derken 11 Eylül ve Londra metrosu saldırganlarını örnek veriyordu.
Ona göre El Kaide gibi uluslararası terörist bir gruba bağlı olmayan bir saldırı, bunun terör saldırısı olmadığı anlamına gelmiyor. Deutsche Welle'ye konuşan Pipes sendromun "ani"liğiyle ise aslında kurbanların, devletin ve kamunun bir saldırıyı beklenmedik, ani bir sürpriz olarak görmelerini kastediyordu.
Yani saldırı, karşı taraf üzerinde bir sendrom yaratıyor. Ancak zamanla bu tanım saldırganlara evrilmiş. Pipes, "Yanlış anlaşılacağını düşünmemiştim ama geçmişe dönüp baktığımda ani yerine sürpriz demeyi tercih ederdim. Şimdiki anlamından rahatsız değilim ama bu yaklaşım, terimleri olması gerekenden daha az yararlı hale getiriyor" diyor.
Boston Maratonu saldırıları
Daniel Pipes'a göre, 2013 yılındaki Boston Maratonu saldırıları da buna bir örnek. Bunun sürpriz olmasını ise güvenlik güçlerinin, olay öncesindeki üçlü cinayetin radikal İslamcı motifinin farkına varamamış olmalarına bağlıyor. Massachusetts eyaletinde eylül 2011'de üç kişi öldürülmüştü. Boston Maratonu zanlılarından Tamerlan Çarnayev ölenlerden birinin yakın arkadaşıydı. Aynı yıl FBI tarafından radikal gruplarla bağlantısı olabileceği düşüncesiyle soruşturulmuş ve tehdit oluşturmadığı sonucuna varılmıştı. Pipes, 2011 yılındaki bu cinayetlerin de "esas sürpriz" olduğu kanısında.
Deutsche Welle'ye Ottowa saldırılarını da yorumlayan Daniel Pipes, olayın ani cihat sendromuna uyduğunu söylüyor ve ekliyor: "IŞİD yüzünden bu sendrom artıyor. Ani cihat sendromu artık her yerde."