Amerika'nın iki büyük siyasi partisi tarafından aday gösterilen ve her biri kendine özgü itici tarza sahip utanılacak başkan adayları bir çok muhafazakarı ikilemde bırakıyor. Biz ne Hillary Clinton ne de Donald Trump'a oy verebiliriz. Ne de istesek de Gary Johnson'ın Liberteryen Partisi'ne mi yakınlaşabiliriz.
O zaman ne Yapmalı? Benim bazı çözüm önerilerim var:
Trump, 8 Kasım'da müşterek bahisçileri bir kez daha alt edip zafer kazanacak olursa, muhtemelen iki şey olacaktır: İlki, "başkanca" bir başkana dönüşmeyecek ama haklı olarak başkanlığı kazanmanın kişiliğinin, tarzının ve politikalarının onaylanması anlamına geldiği sonucuna varacak. Bu doğrultuda şiddeti hiç değişmeyen dangıl dungul, amatörce, kaba ve narsistik hallerine devam edecek. Kazanırsa, Trump'ın her zamankinden daha fazla Trumpvari olmasını bekleyin.
Onun Trump Organizasyonu'nun daha görkemli bir versiyonu olan ABD hükümetine kendi kişisel mülkü olarak davranmasını bekleyin. Yasalara ve otoriteye meydan okurken emsallerini ve gelenekleri küçümseyecek. Senatörlere, yargıçlara, generallere ve valilere onun isteklerini yerine getirmesi gereken kişisel personeliymiş ya da aksi gibiymiş gibi davranacak. Güçler ayrılığına daha önce olmadığı kadar meydan okuyacak.
İkinci tahminim: Pek çok seçilmiş Cumhuriyetçi Trump'ı eleştirmeye ve onunla aralarına mesafe koymaya devam edecekler. Onu yabancı olarak gördüklerinden ondan ne hoşlanıyorlar ne de ona güveniyorlar. Bir kaç istisna dışında herkes onun Cumhuriyetçi gündemi gasp etmesine sinirleniyor. Cumhuriyetçilerin 2005 yılında kaydedilen "soyunma odası" seks kasetine son derece olumsuz yanıt vermiş olmaları, onaylanmış uygulamalardan saparsa üstüne çökeceklerini izlenimi uyandırdığından büyük önem taşıyor. Eğer Kongre'yi görmezden gelir ya da Cumhuriyetçilerin lanetlediği politikalar izlerse Cumhuriyetçi oluşum onu bir New York dakikası içinde terk edeceğinin işaretlerini verdi.
Kişiliği ve partisi tarafından yalnız bırakılması görevden alınma anlamında Trump'ı tarihteki ABD başkanlarından daha savunmasız yapıyor. Pek çok Cumhuriyetçi gibi istisnasız tüm Demokratlar da onu küçümsüyorlar. Yeterince Demokrat Temsilciler Meclisi'nde gerekli çoğunluğa ve Senato'da üçte iki çoğunluğa ulaştığında muhtemelen onun görevden alınması için oy kullanacaklardır.
Bu son senaryo daha akla uygun, çünkü müthiş bir muhafazakar olan başkan yardımcısı Mike Pence Trump'ın yerini dolduracaktır.
2007 yılında Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonundaki görevi nedeniyle kısa bir süre için ve doğrudan Pence ile çalıştığımdan sağlam kişiliğine ve görüşlerine kefil olabilirim. Pence, tutarlılıktan nezakete, kültürel bilgiden dış politika uzmanlığına kadar bir muhafazakarın bir başkanda arzuladıklarına uygun bir adaydır. Pence, doğru deneyim yelpazesine ve Ronald Reagan'ın bulunması zor halefi olma şansına sahiptir.
Trump'a yarışı bırakması ve Pence için yolu açması çağrısında bulunan South Dakota senatörü John Thune da dahil olmak üzere bir dizi üst düzey Cumhuriyetçi seçimlerden önce çok az etkiye sahipti ama eğer Trump seçilirse büyük etkiye sahip olacaklar. New Hampshire'den Kelly Ayotte gibi diğer Cumhuriyetçi liderler de 8 Kasım seçimlerinde oy verirken oy pusulasına başkan adayı olarak Pence'in adını yazacaklarını söylediler. Benim de yapmayı planladığım budur.
Bu hamleler kongrenin Cumhuriyetçi üyelerinin Trump'ın görevden alınması için oy vereceklerini işaretliyor. Bundan dolayı, oyumu Trump için kullanmayacak olsam da, kazanması için Trump'a desteğimi vereceğim—oyumu daha sonra da görevden alınması ve Başkan Pence'in onun yerini alması için kullanacağım.
Mr. Pipes (DanielPipes.org, @DanielPipes) 1982 yılından başlayarak beş Beyaz Saray yönetimi altında görev yaptı. © 2016 Daniel Pipes. Tüm hakları saklıdır.