ABD başkanlık seçimlerinin siyasi ve duygusal zirvesine kaybeden adayın ağlayan bir eşin eşliğinde yenilgiyi kısa ve öz bir şekilde ama cesaretle kabul etmesi ve galibe iyi dileklerini sunmasıyla ulaşılır. Bu az dikkate alınan ancak kritik ritüelin 2020'de gerçekleşmemesi durumunda ne olabileceğinden endişe ediyorum.
Hiçbir yasa yenilgi konuşması yapılmasını gerektirmiyor ama bu gayri resmî tören demokrasinin en önemli kuralı olan kaybeden adayın seçmenlerin kararını duyduğunu ve kabul ettiğini onaylamada önemli bir role sahip. Zorlu ve hatta acımasız bir kampanyadan sonra mağlup galibe sonuçları kabul edeceğine dair güvence vererek ülkenin ileriye doğru yol almasına izin verir. Elbette, siyasi çekişmeler hemen akabinde kaldığı yerden devam edecektir ama seçmenlerin iradesini kabul etmenin temel adımı bir kez oluşturulunca ülke bir bütün, siyasi toplum sağlıklı olur ve bir sonraki tur başlayabilir.
Mexico City Ekonomik Araştırma ve Öğretim Merkezi'nden Víctor Hernández-Huerta'nın gösterdiği gibi bunun alternatifinin korkunç sonuçları vardır. 1974-2012 döneminde demokrasilerdeki 178 cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerine yaptığı araştırma ikinci gelen adayların ya da partilerinin sonuçlara itiraz etmesi durumunda bu 178 seçimden 38'inin ya da yüzde 21'inin "şiddetli huzursuzluk, anayasal krizler ve hatta iç savaşları tetiklediğini" tespit etti. Hernández açıkça Birleşik Devletlerin bu tehlikeye karşın "bağışık olmadığını" belirtiyor.
Elbette şimdiye kadar ülke bu tür çekişmelerden mutlu edici bir şekilde kurtuldu. Çok sayıda tartışmalı başkanlı seçimi oldu: 1800, 1824, 1876, 1960, ve 2000 seçimlerini düşünün. Ancak bugüne kadar kaybeden adaylar yenilgilerini zarafetle kabul ettiler ve oldukça önemli yenilgi konuşmalarını yaptılar. Bazı şeylerin—özellikle meşruiyet ve istikrarın—kazanmaktan daha önemli olduğunu dolaylı olarak anladılar.
Bu çekişmeli seçimlerden en sonuncusunda, 2000'de, Al Gore yenilgiyi asilce, etkili bir dille ve vizyonla kabul etti: "Başkan seçilen Bush'a partizan garezden kalanlar artık bir kenara bırakılmalı diyorum ve Tanrı onun bu ülkenin yöneticiliğini kutsasın." Elbette partizan garezler hemen akabinde yeniden başladı ama Gore kişisel olarak ve alenen sonucu meşrulaştırdığında bunun pek önemi yoktu.
Bu ikinci olan adayın ne boyun eğip ve pasifleşmesi ne de öyle yapmaları gerektiği anlamına geliyor. 2000 seçimlerini Palm Beach'in meşhur "yırtık oy pusulalarının" başrolünde olduğu 36 günlük yoğun yasal bir çekişme izledi. Bu ruhtan yola çıkarak, Başkan Trump tüm yasal haklarını güvence altına almak için—oyların yeniden sayımı ve davalar dahil—tüm yasal yolları izlemek hakkına sahiptir.
Ancak, Biden kampanyasının "sahtekarlık" yaptığını ve seçimin "çalındığını" iddia etmek varılan bu sonuçla ilgili gerçekçi bir temel olmadıkça ve olana kadar son derece uygunsuzdur. Seçim sonuçlarını yasal bir mücadelenin aksine siyasi bir mücadeleye dönüştüren bu tür retoriğe boyun eğmek netameli sonuçlara sahiptir.
Delegeler kurulunun 14 Aralık'ta Biden'ın zaferini onayladığını varsayarsak, utanç verici olan bütün esip gürlemeleri ile bilinen Trump'ın 20 Ocak'ta Joe Biden yemin ederken kaçınılmaz olarak ve sessizce hazır bulanacağıdır. Yargıçlar, senatörler, temsilciler, bakanlar, asistanlar, generaller ve valiler Gizli Servis'in Beyaz Saray'ı bir sığınak olarak zapt etmeyeceğinden emin olacaklardır. Sonunda, bu düşüncesiz iddiaları Trump'a bir fayda sağlamayacak ancak halihazırda çatlakların oluştuğu ülkeyi kopma noktasına taşıyacaktır.
Trump'a adaylığını ilan ettiği Haziran 2015'ten itibaren, habis karakterinden ve ülkeye vereceği zarardan korkarak karşı çıktım. Bu ruhla Cumhuriyetçi Partiyi terk ederek oyumu Gary Johnson'a verdim. Ardından Trump'ın başkanlığı benim korkularımı yatıştırdı. Karakteri itici olmaya devam etti, tvitleri rahatsız etti ve bazı politikaları yanlış yöndeydi (Kim Jonh-un) ama başkan olarak Trump genel olarak muhafazakâr bir gündem izledi ve—en önemlisi—kişiliği kriz yaratmadı. Bu nedenle de Trump'ın yeniden seçilme deklarasyonunu onayladım.
Ancak şimdi, kaybetme olasılığı ile karşı karşıya iken bu habis ve egoist karakter öne çıktı ve Amerikan siyasetinin dokusuna zarar verme tehdidinde bulunuyor. Biden'ın zaferi teyit edilirse, ülkenin en büyük ihtiyacı Donald Trump'ın seçin sonuçlarının sonucuna saygı göstermesi, görev bilinciyle yenilgi konuşmasını yapması ve görev süresi sona erdiğine görevden ayrılacağı konusunda Amerikalılara güven vermesidir.
Trump destekçilerinin bu adımları atması konusunda ısrar etmelerinin zamanıdır. Ona ne kadar tapıyor olurlarsa olsunlar ve Biden'dan ne kadar nefret ederlerse etsinler demokrasinin temellerine itiraz etmek tüm Amerikalıları karanlık ve tehlikeli bir sarmalın içine çekiyor.
Tarihçi Bay Pipes (DanielPipes.org, @DanielPipes) Kennedy-Nixon çekişmesinde kimin kazandığını öğrenmek için altıncı sınıfta sabah saat 3'e kadar beklemiştir. © 2020 Daniel Pipes. Tüm hakları saklıdır..