Harvard Üniversitesi'nin 1953-71 yılları arasındaki başkanı Nathan Marsh Pusey'i Amerikan üniversitelerinin feci düşüşünü ilk gören ve açıklayan kişi olarak tayin ediyorum.
Yarım yüzyıl önce 17 Haziran 1971 tarihinde yaptığı son mezuniyet konuşması sırasında başkanlık görev süresi üzerine konuşurken bunu oldukça zarif ve aleni bir şekilde yaptı. Boston Globe gazetesi tarafından tümüyle yayınlanan ve New York Times gazetesi tarafından haber yapılan konuşması hatırı sayılır bir ilgi gördü ve Harvard'ın önemli bir tarihi boyunca tartışıldı.
Pusey konuşmasına İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda üniversitelerin için taşınan büyük umudu hatırlatarak başladı ve bilimde ve diğer alanlardaki önemli başarılarına dikkat çekti. Ancak ardından yarım yüzyıl sonrasına zıplayan kasvetli bir düşünce ekledi:
Hayal ettik ve çalıştık. Çabalar tam olarak umduğumuz gibi sonuç vermedi. En azından henüz değil. Ama şimdi bir değişiklik oldu ve hava durumunda sık-sık olduğu gibi, değişime fırtınalar eşlik etti. Üniversiteler artık evrensel olarak beğenilmiyorlar. Hatta bazıları onları kurtarıcılardan çok toplumun kurtulması gereken kötülüklerin kaynağı olarak görmeye başladılar. Genel kamuoyu üniversite fakültelerine daha az saygı duyulduğunu kanıtlıyor.
Akademinin düşük itibarının çok uzun zaman önce başladığını ve yeni bir şey olmadığını fark etmek şaşırtıcı.
Ne yanlış gitti? Pusey aşırı solcular için kullandığı "sekterce eleştirel olan öğrenci" örtmecesine odaklandı:
Giderek artan sayıda öğrenci profesörlerin sunduklarından kolaylıkla daha az etkileniyorlar ve onların öğrettiklerine sürekli bir dikkat göstermeye daha az hazırlar. Bu sekterce eleştirel olan öğrenciler kolej ve üniversiteler de dahil olmak üzere toplumun kurumlarının bozulmamışlığı ve dürüstlüğü konusunda daha az iknalar ve sadece birkaç yıl önce aynı kurumlara katılmaktan ve onlara hizmet etmekten mutlu olan gençlere kıyasla onlar için ve onlarla çalışmaya daha az hazırlar.
Pusey zorluğun boyutuna da dikkat çekti: "Üniversitelerin amaçları ve yöntemleri—temelde—sorgulanmaya başladı." Zaman içinde bu radikallerin Amerikan üniversitelerini nasıl daha da kötüye dönüştüreceğini öngördü: "Hiç şüphe yok ki, yüksek öğretimde yeni, oldukça farklı ve görünen o ki, oldukça sıkıntılı bir döneme giriyoruz." Bu "yüksek öğretimde çok sıkıntılı dönem" elli yıl sonra her zamankinden daha sıkıntılı bir şekilde ve hiçbir pes etme belirtisi olmadan bizimle birlikte olmaya devam ediyor.
Pusey "koşulların kökten değiştirildiği, keskin bir değişimin ve çetin engellerin olduğu bir dönemi" ve bilim ve personel açından ikiz krizleri doğru bir şekilde öngördü:
Ayrıca üniversitelerin gerekli bilgiyi üretecekleri ve üretmek isteyecekleri konusunda daha az güven var. Ve eğer bilgiyi nasıl üreteceklerini bilseler ve isteseler bile yapıcı amaçları gerçekleştirmek için onu işe koyacak dayanıklılığa ve karaktere sahip insanları da üretebileceklerine dair daha da az güven var.
"Kararlılık ve karaktere" sahip insanların eksikliği Pusey'i Amerikan üniversitelerinin geleceği konusunda "iç karartıcı" bir sonuca götürdü:
Çünkü şu anda pek çok kişi üniversitelerin değerini ve zorluk, eleştiri ve artan finansal sıkışıklık karşısında eski ve onurlu geleneklerinde hizmet etmeye devam etme becerilerini sorguladığından umutları hakkında karamsar hissetmek kolay olurdu.
Diğer bir deyişle, devrimci numarası yapanlarla 1969-71 arasında yaşadığı acı deneyim Pusey'e bu taraftar grubunun yüksek öğrenimin doğasını temelden kötü yönde değiştireceği öngörüsünü kazandırdı.
New York Times gazetesinin bu konuşmayla ilgili anlatımına bakılırsa, Pusey'in dinleyicileri amacın ne olduğunu gözden kaçırdı. Bill Kovach, Pusey "18 yıllık görev süresini kamuoyunun gözünde daha iyi bir dünya için umut kaynağı olmaktan zorlukların hakkından gelemeyen beceriksiz kurumlara haline gelen üniversitelerin dönüşümünü gören biri olarak gözden geçirdiğini" belirtti. Becerisizlik bu sert ithamın gerektiği kadar hakkını veremiyor.
Nathan Pusey (1907-2001), 1950'lerin başında Joseph McCarthy'e başarılı bir şekilde kafa tutması, ardından 1960'ların sonlarında öğrenci isyancılarıyla başa çıkmayı başaramaması, giderek tükenmesi ve "erken emekli" olması ile hatırlanıyor. Bunun yerine, üniversitenin açmazı üzerinde derin analizi ile hatırlanmalıdır; herkesten çok önce o bir kâhin gibi Harvard'daki son yıllarındaki radikal solculuğunun önümüzdeki "çok sıkıntılı dönemini" öngördü.
Şimdi, keşke bunun ne zaman sona ereceğini söylemek için aramızda olsaydı.
Bay Pipes (DanielPipes.org, @DanielPipes) Campus Watch'ın kurucusudur. © 2021 Daniel Pipes. Tüm hakları saklıdır.