7 Ekim'in İsrail'de her şeyi değiştirdiğini söylediler. Acaba?
Anlık hesaplaşma acımasızdı. Misgav Enstitüsü'nden David M. Weinberg, "Pek çok politika ve paradigmanın hatalı, hayali, yanıltıcı ve grotesk olduğu kanıtlandı" diye yazdı. İsrail Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nden Martin Sherman, Hamas tarafından yönetilen ve ekonomik refahla gönlü alınan bir Gazze fikrinin "halüsinatif bir boş hayal" olduğu sonucuna vardı.
Politikacılar aniden ve radikal bir şekilde ağız değiştirdi. Netanyahu defalarca zaferden ve kazanmaktan bahsetti. "Zafer zaman alacak. ... şimdi tek bir hedefe odaklanıyoruz, o da güçlerimizi birleştirmek ve zaferi tamamlamak için fırtına gibi esmek." Askerlere "Tüm İsrail halkı arkanızda ve zafere ulaşmak için düşmanlarımıza sert darbeler indireceğiz. Zafere!" Ve: "Zaferle çıkacağız.
Hükümetteki diğer pek çok kişi de aynı şekilde davrandı. Savunma Bakanı Yoav Gallant, Başkan Joe Biden'a İsrail'in zaferinin "bizim ve ABD için çok önemli" olduğunu söylediğini aktardı. Gallant askerlerine "Zaferi getirmekten ben sorumluyum" dedi. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, "tüm bütçe harcamalarının durdurulduğunu ve sadece tek bir şeye yönlendirildiğini" duyurdu: İsrail'in zaferi. Smotrich İsrail'in Hamas'la savaşının hedefini "ezici bir zafer" olarak tanımladı. Savaş Kabinesi üyesi Benny Gantz ise günü "direniş ve zafer zamanı" olarak nitelendirdi.
Kamuya mal olmuş kişiler daha önce görülmemiş bir sözlü saldırganlık sergilediler. Gallant Hamas'ı "insan hayvanlar", Bennett ise "Naziler" olarak adlandırdı. Parlamento başkan yardımcısı İsrail'e "Gazze'yi yakma" çağrısında bulundu. Miras bakanı Gazze'ye nükleer silahlarla saldırılmasını destekledi. Televizyon haber sunucusu Shay Golden program senaryosunun dışına çıkarak bir tirat attı.
"Katlettiğiniz 1.300 İsraillinin her biri için kaçınızı öldüreceğimizi hayal edebiliyor musunuz? Ölü sayısı Arap uluslarının tarihinde hiç görmediğiniz rakamlara ulaşacak. ... Mümkün olabileceğini hiç hayal etmediğiniz rakamlar göreceksiniz."
İsrail'in düşmanlarının üzerine cehennemi yağdırmayı vaat eden bir hip-hop marşı 1 numaraya yükseldi. Bir pop şarkıcısı İsrail'e "Gazze'yi haritadan silin. Orada tek bir kişi bile bırakmayın" çağrısında bulundu.
Peki ya İsrail seçmenleri? Orta Doğu Forumu'nun 17 Ekim'de yaptırdığı anket, Hamas'ın yok edilmesine ve bunun için bir kara harekâtı düzenlenmesine olağanüstü bir destek olduğunu ortaya koydu. Mevcut savaşta "İsrail'in öncelikli hedefi ne olmalıdır?" sorusuna halkın yüzde 70'i "Hamas'ı ortadan kaldırmak" yanıtını verdi. Buna karşılık sadece yüzde 15'i "Hamas'ın elindeki esirlerin koşulsuz serbest bırakılmasını sağlamak" ve yüzde 13'ü "Hamas'ı tamamen silahsızlandırmak" cevabını verdi. Dikkat çekici bir şekilde, İsrailli Arapların (ya da daha teknik bir ifadeyle, radikal bir anti-Siyonist Arap partisi olan Ortak Liste'yi destekleyen seçmenlerin) yüzde 54'ü "Hamas'ı ortadan kaldırmayı" tercih etti.
Kısacası, sadece iki sol parti (İşçi Partisi ve Meretz) bir şekilde muhalefette kalırken, İsrail siyasetine şiddetle Hamas ve Filistin Kurtuluş Örgütü karşıtı bir ruh hali hâkim oldu. Ancak bu uzlaşı, bakış açısındaki temel bir değişimden ziyade, zaferin güçlü retoriğinin sadece birkaç hafta sürdüğü geçici bir duygu dalgalanması anlamına geliyordu. İsrail'in güvenlik kurumları ve kamuoyu, 7 Ekim'e yol açan tutum ve politikalara aceleyle geri dönme işaretleri gösterdi. Bu geri dönüşün belirtileri arasında şunlar yer aldı:
Güvenlik kurumu, 7 Ekim'den bir ay sonra, çoğu tarım işlerinde çalışmak üzere 8,000 Batı Şeria işçisinin İsrail'e girişine onay verdi. Bu onay, İsrail Tarım Bakanı'nın meslektaşlarına işçilerin incelendiğini ve tehlike arz etmediklerini söylemesine karşılık olarak verildi. Gazze'den gelen binlerce işçinin İsrail'e casusluk yaptığı ve 7 Ekim katliamının suç ortağı olduğu unutulmuş gibi görünüyordu.
Batı Şeria'nın bir bölümünü görünürde yöneten Filistin Yönetimi, Hamas'ın katliamına tam destek vermekle kalmadı, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ın El Fetih hareketi de bu katliamda rol sahibi olmakla övündü. Filistin Yönetimi ayrıca kendi yetki alanındaki camilerden cemaatlerine Yahudileri yok etmenin İslami bir görev olduğunu öğretmelerini istedi. Buna rağmen İsrail kabinesi Filistin Yönetimi'ne vergi parası göndermeye devam etti. Gallant bu kararı destekleyerek "Fonların, terörizmi önlemeye yardımcı olan güçler tarafından kullanılması için Filistin Yönetimi'ne aktarılması ve derhal aktarılması uygundur" dedi.
Katliamdan önce İsrail Gazze'ye üç boru hattıyla 49 milyon litre, yani bölgenin günlük tüketiminin yüzde 9'u kadar su sağlıyordu. Katliamdan sonra tüm tedariği kesti. Ancak bu sadece yirmi gün sürdü ve ardından İsrail iki boru hattı üzerinden 28,5 milyon litre suyu yeniden tedarik etmeye başladı. Neden üçü de değil? Çünkü Hamas 7 Ekim'de üçüncüsüne zarar vermiş ve onarım gerektirmişti. Korkmayın: Albay Elad Goren ofisinin "Gazze'deki insani durumu günlük olarak değerlendiren uzmanlardan oluşan bir ekip kurduğunu" açıkladı. Yisrael Beiteinu partisi başkanı Avigdor Liberman bunu "basit bir aptallık" olarak nitelendirse de boşuna. Yakıt sevkiyatı da hızla yeniden başladı.
Ekim ortasında yapılan bir ankette "Hamas'ın ortadan kaldırılmasını" isteyenlerin oranı yüzde 70 iken, Kasım ortasında Yahudi Halkı Politika Enstitüsü tarafından yapılan ankette zaferi "Gazze'nin artık Hamas'ın kontrolünde olmaması" olarak tanımlayanların oranı yüzde 38'e düştü ki bu da yaklaşık yüzde 50'lik bir düşüş anlamına gelmektedir. Kasım ayında İsrailli Yahudiler arasında yapılan bir ankette, savaşın en önemli hedefi sorulduğunda, yüzde 34 Hamas'ı etkisiz hale getirmek (ve yüzde 46 rehinelerin geri dönmesi) cevabını verdi. Rehinelerin serbest bırakılması için "acı verici tavizler" verilmesi sorulduğunda ise yüzde 61'lik bir kesim buna hazır olduğunu ifade ederek altı hafta önceki yüzde 21'lik oranı neredeyse üçe katladı. Yapılan bir anket rehine anlaşmasının yüzde 52-32 oranında onaylandığını bildirdi. Rakamlar – 38, 34, 32 – çarpıcı bir şekilde tutarlıdır.
Sonuç olarak, "7 Ekim her şeyi değiştirdi" şeklindeki ilk izlenimin aksine, takip eden aylarda neredeyse hiçbir şey değişmedi.
Pipes (DanielPipes.org, @DanielPipes) Orta Doğu Forumu'nun başkanı ve Israel Victory: How Sionists Win Acceptance and Palestinians Get Liberated (Wicked Son) adlı kitabın yazarıdır. Bu makale Middle East Quarterly, Kış 2024 sayısıdaki "The Rapid Return of Israel's Disastrous Policy" isimli makaleden alınmıştır. © 2024 Daniel Pipes. Tüm hakları saklıdır.