Şimdi Demokratlar, hem yürütme ve hem de yasama organlarında görev başında, ABD'nin Arap-İsrail çatışmasına yönelik politikasındaki değişiklik beklentileri neler olabilir?
Şimdiye kadar personel atamaları merkez sola uygun oldu. Ayrıca, Steven Rosen adındaki bir analistin gözlemindeki gibi, akademisyenlerin çoğunluğunun görmezden gelmesine rağmen, ekiplerin hiçbiri "tehlikeli hayallerin tanımlanmış sol gündemini getirmiyor- gerçekten de, çoğu duyarlı ve zekice direniyor. Özellikle, Barak Obama ilk işbirlikçilerini geri çağırdığında (Ali Abunimah, Rashid Khalidi, Edward Said) ve potansiyel alternatif "hayal timleri", bu muafiyeti getirmiştir.
Eksi tarafında, Rosen'ın not ettiği, olası başkanlık personel "ılımlı ve merkezde yer almakta, kusur bulunduğunda, hiçbiri, alışılmadık tehlikelerle karşılaştığımızda tehlike sinyali vermemekte, alışılanın ötesinde bir tepki önermemektedir.
Büyük fotoğrafa baktığımızda, personelin ötesinde, benzer bir karışık fotoğraf bulunmaktadır. İsrail yanlısı karar not ettiğimizde, Kongre bu ayın başında, "İsrail'in Gazze'deki saldırılardan kendisini savunma hakkı olduğunu tanıyan, ABD'nin İsrail'i desteklediğini yineleyen ve İsrail-Filistin barış sürecini destekleyen" bir karar almıştır. Senato'dan oybirliğiyle geçmiş ve Temsilciler Meclisi'nden 390-5 oranıyla ve 22 üyenin kendi kayıtlarını "deşifre" siyle geçmiştir. Bunlardan 27'si Demokrat'tı ve sadece 27.si Ron Paul adındaki bir Cumhuriyetçi'ydi.
Bu oylama iki noktayı ortaya koymaktadır: Birincisi, Amerikalılar'ın her iki partideki güçlü İsrail yanlısı tutumu, Gazze çatışmasında kendini göstermiştir. İkincisi, İsrail'e soğuk ya da düşmanca bakanlar, Demokrat Parti'de kendilerine yer bulmaktadırlar.
Geçen on yılda kamuoyu yoklamaları, Amerikalılar'ın sürekli İsrail'in arkasında durduklarını doğrulamış, ancak Demokratlar bu konuda daha zayıf davranmıştır. Zaten 2000'de gösterdim ki, "çoğu zaman Cumhuriyetçiler İsrail'e Demokratlar'dan daha dostturlar ve liderlikleri bu farklılığı gösterir". Geçen yıllarda, her bir yoklama, Hizbullah ve Hamas savaşları sırasında bile, bunu doğrulamıştır. Bunu belirten birkaç örnek:
-
Mart 2006, Gallup: "İsrailliler'e mi yoksa Filistinliler'e mi daha çok sempati duyuyorsunuz?" Yanıt: Cumhuriyetçiler'in %72'si ve Demokratlar'ın %47'si İsrailliler'e sempatiyle bakıyor. (Fark: yüzde 25 puan.)
-
Temmuz 2006, NBC/WSJ: "İsrailliler'e mi yoksa Arap uluslarına mı daha çok sempati duyuyorsunuz?" Cumhuriyetçiler'in %81'i ve Demokratlar'ın %43'ü İsrail'e sempati duyuyor. (Fark : yüzde otuz sekiz puan .)
-
Ağustos 2006, LAT/Bloomberg: "Siz ABD'nin İsrail'le işbirliğini benimsiyor musunuz?" Cumhuriyetçiler'in %64'ü ve Demokratlar'ın %39'u benimsiyor. (Fark: %25 puan.)
-
Mart 2008, Gallup araştırmasl: Cumhuriyetçiler'in %84'ü ve Demokratlar'ın %64'ü İsrail'e olumlu bakıyor. (Fark: %20 puan.)
-
Aralık 2008. Rasmussen Raporu: Cumhuriyetçiler'in %75'i ve Demokratlar'ın %55'i İsrail'i ABD'nin müttefiki olarak kabul ediyor. (Fark: %20 puan.)
Cumhuriyetçiler, Demokratlar'a nazaran ısrarlı bir biçimde, %20-38 oranında, İsrail'i daha fazla destekliyor ve ortalaması da %26. Bu her zaman böyle değildi. Gerçekten, Demokratlar ve Cumhuriyetçiler, altmış yılın üzerinde ve üç dönemdir İsrail'e yönelik tutumlarında dramatik biçimde yer değiştirdiler.
İlk dönemde, 1948-70 arasında, Harry Truman ve John Kennedy gibi Demokratlar, Yahudi devletine sıcak baktılar, bu arada Dwight Eisenhower gibi Cumhuriyetçiler soğuktu. İkinci olarak, 1970-91 arasında, Richard Nixon ve Ronald Reagan gibi Cumhuriyetçiler, İsrail'i güçlü bir müttefik olarak takdir ettiler, benim 1985'te sonuçlandırdığım gibi. Bu "liberal ve muhafazakarların, İsrail'i Araplar'a karşı benzer oranlarda desteklediği" anlamına geliyordu. 1991'de Soğuk Savaş'ın sona erdi, bununla beraber Demokratlar'ın Filistin'e odaklandığı ve İsrail'e soğuk baktığı, Cumhuriyetçiler'in İsrail'e sıcak baktığı, üçüncü dönem başladı.
Cumhuriyetçi Yahudi Koalisyonu icra direktörü Matt Brooks'un doğru olarak not ettiği gibi, "Demokratlar daha artan bir biçimde, İsrail'e arkalarını dönmektedirler." Bu eğilim, önümüzdeki dört yılda tansiyonun artmasına neden olacak, İsrail'e "Avrupalı" bir bakışın uyarlanması ya da uyarlanmamasını getirecektir.
Tansiyon zaten vardır. Öte yandan, Obama'nın ekibi, İsrail'in Hamas'a karşı savaşına eleştirel bakmamakta, bu arada Hamas'la temas kurmamakta dır. Bu demektir ki, İsrail Ortadoğu'daki kilit bir müttefiktir ve ABD politikaları İsrail'in güvenlik çıkarlarını göz önünde bulundurmaktadır. Bununla birlikte, Hamas'la işbirliğine gönüllü oldukları görülmekte, ayrıca daha yansız bir yaklaşım sergilemekte, müzakereleri daha kararlı biçimde zorlamakta ve Kudüs'ü bölmektedirler.
Kısacası, Yahudi devletine yönelik politika, oynanmaya başlamıştır.