Herkesin bildiği gibi, Filistin Otoritesi ve Hamas, Yahudilerin Kudüs ile herhangi bir tarihi veya dini bağlantısını inkâr ediyor. Bir örnek vermek gerekirse, şehrin müftüsü Ikrima Sabri 2001 yılında "Geçmişte bu yerde bir Yahudi tapınağının varlığına dair en küçük gösterge yok. Tüm şehirde Yahudi tarihini gösteren tek bir taş bile yok" dedi. Bu garip sahtekarlığı Itamar Marcus basit bir geçişe dayandırarak açıklıyor: "Binlerce yıldır kesintisiz kaynakla belgelenen" otantik Yahudi tarihini ele alın: Yahudi kelimesinin üstünü çizip yerine Arap kelimesini yerleştirin.
Bu kadarı reddiyeci Filistinliler için. Peki ya İsrail'in uzun süredir gizli ortağı olan ılımlı ve aklı başında Ürdün hükümeti ne diyor? Amman herhangi bir Yahudi bağlantısını inkâr edecek kadar ileri gitmiyor ama tarihi bu da karman çorman ediyor.
Aal Al-Bayt İslami Düşünce Kraliyet Enstitüsü tarafında sadece İngilizce olarak yeni yayımlanan 108 sayfalık The Hashemite Custodianship of Jerusalem's Islamic and Christian Holy Sites 1917–2020/Kudüs'ün İslami ve Hıristiyan Kutsal Sitelerinin Haşimiler Tarafından Muhafazası 1917-2020 başlıklı sunumunu düşünün. (Aal al-Bayt "evin ailesi" ya da İslam peygamberi Muhammed'in ailesi anlamına geliyor.) Sözde bağımsız bir sivil toplum örgütü olmasına rağmen, enstitü 1980 yılında Kral Hüseyin tarafından kurulmuş ve o zamandan beri sürekli olarak kraliyet ailesinin bir üyesi tarafından yönetilmiş. Cömert finansmanı gizemli olan bu proje tamamen hükümetin eli açıklığına bağlı görünüyor.
Haşimi Muhafazası açık açık şöyle beyan ediyor:
- "Kudüs her zaman bir Arap şehriydi."
- "eski Yahudiler geldiğinde ellerinden geldiğince herkese ve her şeye saldırdılar, öldürdüler ve yok ettiler."
- "Kudüs şehrini fethettikten sonra bile [Yahudiler] tüm esas Arap sakinlerini hiçbir zaman dışarı atamadılar."
- "bugünün Filistinli Arapları büyük ölçüde 5,000 yıl önce de orada bulunan yerli Kenan Araplarının doğrudan torunlarıdır."
Yalnız bu hikâyede birkaç sorun var. Arap (daha doğrusu Arabistan) kimliği 5,000 yıl öncesine gitmiyor; 3,000 yıl bile zorlama olur. Kenanlılar Arabistanlı değillerdi. Eski Yahudiler "ellerinden geldiğince herkese ve her şeye saldırmak, öldürmek ve yok etmekten" biraz daha fazlasını yaptılar; yazdıkları İncil'in Musevilik, Hıristiyanlık ve inananlarının dünya nüfusun yarısından fazlasını oluşturan İslam'ın temelini oluşturduğunu belirtmek gerekir mi?
DNA kanıtları Filistin'de Kenan soyundan gelenlerin Orta Doğu'nun tamamında hayatta kaldığını gösterirken Müslümanların ve Hıristiyanların büyük çoğunluğunun göçmenlerin çocukları olduğunu gösteriyor. 1911'de yirminci yüzyılın göçlerinden çok önce yazan İrlandalı arkeolog Robert Macalister Filistin'deki Yahudilere ve yerli çiftçilerin yanısıra 19 yabancı etnik köken listeledi: Cezayirli, Arap, Ermeni, Süryani, Boşnak, Çerkez, Haçlı, Alman, Yunanlı, İtalyan, Kürt, Motawi, Nawar, İranlı, Romalı, Samiriyeli, Sudanlı, Türk ve Türkmen.
Ürdün'ün sorumlu ve ılımlı görünmek isteyen Haşimi Krallığı'nın sözde bir bilimsel çalışmada böyle zırvalıkları yayınlaması ne kadar üzücü. 1999'dan beri Ürdün'ün hükümdarı olan Kral II. Abdullah'ın İslamcılara karşı cesur ve açık sözlü bir tavır sergilediğini ve onları "sindirme, şiddet ve haydutluk yoluyla iktidar arayan ... dindar totaliterler" olarak kınadığını anımsayan biri için çok daha korkutucu. Ayrıca "dinamik, ılımlı bir İslam – insan hayatının kutsallığını savunan, ezilenlere ulaşan, erkeklere ve kadınlara aynı şekilde saygı duyan ve tüm insanlığın paydaşlığında ısrar eden bir İslam" çağrısında bulundu. Filistinli bir Siyonizm karşıtı tarafından alkışlanan İslamcı tarzı bir sunum yazısı bu cesur sözlerin büyük ölçüde altını oyuyor.
Sunum yazısı benzer bir İslami emperyalizmi destekliyor. Diğer örnekler arasında Recep Tayyip Erdoğan'ın Türk hükumetinin Ayasofya Katedrali'nin aslında bir cami olduğu konusunda ısrar etmesi; Müslümanların Kordoba Katedrali'nin cami olarak kullanmak için baskı yapması ve New York şehrinde yerle bir olan Dünya Ticaret Merkezi'nin yakınlarındaki sözde Sıfır Noktası Cami var.
İronik bir şekilde uluslararası tüketime yönelik İngilizce Haşimi Muhafazası tarihi, yerel halk için tasarlanmış Arapça materyallerden daha fazla çarpıtıyor. Örneğin, Ürdün Kudüs İşleri Kraliyet Komitesi Arapların Kudüs'ü sadece iğrenç "Yahudiler herkese ve ellerinden gelen her şeye saldırdı, öldürdü ve yok etti" gerekçesi olmadan 5,000 yıl önce kurduklarını iddia ediyor.
Ürdün hükümeti daha iyisini yapabilir ve yapmalıdır. Eğer antik tarihi tahrif etmek küçük bir mesele gibi görünüyorsa, öyle değil, bu gibi hatalar fikirleri oluşturur, hükümetleri şekillendirir ve potansiyel olarak yenilenmiş düşmanlıklara yol açar.
Bu yalanları kınayacak tarihçiler ve teologlar neredeler? Ürdün'ü sorumlu bir rotaya yöneltecek dostları neredeler? Bu iftirayı protesto edecek hep var olan metres sendromu ile kısıtlanan İsrailliler neredeler?
Bay Pipes (DanielPipes.org, @DanielPipes) Orta Doğu Forumu'nun başkanıdır. © 2020 Daniel Pipes. Tüm hakları saklıdır.