Colby Koleji tarih bölümü, 2022-23 akademik yılı Orta Doğu/İslam Tarihi'nde rutin misafir doçent pozisyonu için başvuruyu açtı. Rutin ama aynı zamanda kayda değer.
Kırk yıl önce, bu pozisyon için başvurmuş olabilirdim ve belki hala bu pozisyonu doldurma şansını bile kazanabilirdim ancak, bu günlerdeki iş tanımı muhafazakâr bir bilim adamı olarak hiç şanımın olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Açıklamadaki "muhafazakârların başvurmasına gerek yok" diye bağıran kalın sözcüklere dikkat edin:
- Bölüm birbirine bağlı hoca-bilim adamlarından oluşan bir topluluktur.
- Özellikle Tarih'in ve Colby'nin giderek daha fazla çeşitlenen öğrenci topluluğu ile rezonansa girecek deneyimleri, kimlikleri, fikirleri ve katılım yollarını sınıfa taşıyacak adaylardan duymakla ilgiliyiz.
- Yenilikçi, etkili ve kapsayıcı tarih öğretmeni olma potansiyeli yüksek adaylar arıyoruz
- [Adayın] tarih öğretme felsefesi ve araştırma ilgi alanları ile ilgili beyanı çeşitlilik ve kapsayıcılık değerlerine bağlılığı göstermelidir.
Bağlılık, kimlik, çeşitlilik ve kapsayıcılık gibi terimler zararsız gibi görünüyor olsa da aslında Sol kanatta olmayan herkesi dışlıyor. Gerçekten de "çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık" (ya da ÇEK) ilerlemecilerin temel iş yeri mantrasıdır.
Dahası adayın" tarih öğretme felsefesi ve araştırma ilgi alanları ile ilgili beyanında çeşitlilik ve kapsayıcılık değerlerine bağlılığını" göstermesini talep etmek özellikle sinsice. Bu yalnızca Sol'da olmayanları ayıklamakla kalmaz, aynı zamanda bu bakış açısının akademisyenin gelecekteki çalışmalarına da kök salmasını sağlar.
Böylece Solun etkisi akademinin personeli, öğretimi ve araştırmasına kilitlenir.
Bu kilidi kırmanın tek yoku muazzam erişime sahip yeni kurumlar yaratmaktır. Bu mümkün ancak hem hayal gücü (bugünlerde çok az sayıda Amerikalı yeni üniversiteler keşfetti) hem de para, tercihen çok para gerektiriyor. Yine de 2019'da belirttiğim gibi bu para potansiyel olarak var:
Frederick M. Hess ve Brendan Bell bu işin matematiğini yapıyorlar ve böyle bir üniversiteyi inşa etmenin ve sürekliliğini sağlamanın 3,4 milyar dolara mal olacağı sonucuna varıyorlar. Bu oldukça büyük bir miktar ama 2017 yılında bağış yapanlar yüksek eğitim kurumlarına 43,6 milyar dolar verdiler. 3.4 milyar dolar aynı zamanda bazı muhafazakarların engin servetlerinin bir kısmını (merhaba Charles, merhaba David, merhaba Sheldon, merhaba Rupert) temsil ediyor.
Bu tür yeni kurumlar ortaya çıkana kadar ve ortaya çıkmadıkça sola doğru kayma devam edecek gibi görünüyor.
Colby Koleji'nin iş ilanına bir koda olarak ayrımcılık yapmadığını beyan ettiği uzun ve egzotik kategori listesine dikkat edin: "ırk, renk, yaş, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsel kimlik, din, hamilelik, ebeveynlik ya da medeni durum, ulusal ya da etnik köken, kast, siyasi inançlar ya da iş ya da eğitim gereklilikleri ile ilgili olamayan engellilik."
İlginçtir ki, aynı pozisyon açılışının Orta Doğu Araştırmaları Derneği'nde yayınlanan bir başka duyurusunda Colby'nin ayrımcı olmayan listesi daha kısa ve oldukça farklı; kalın harflerle yazılmış kelimeler iki versiyon arasındaki farkı belirtiyor: "ırk, renk, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsel kimlik ya da ifade, engellilik, din, soy veya ulusal köken, yaş, medeni durum, genetik bilgi veya gazilik durumu."
Bazı varyasyonlar (kast, genetik bilgi) tuhaflar ve diğerleri (siyasi inançlar) önemli. İnsan Colby ve diğerlerinin bir başvuru sahibinin hangi özelliklerini ayrımcılık konusu yapmayacağını merak edebiliyor: belki boy, saç rengi, sağ veya solaklık, obezite. Ya da belki dil bilgisi, IQ, öğretme becerisi, araştırma kalitesi. Amerikan ilericileri tarafından tanımlanan üniversitenin geleceği sınır tanımıyor.
Sayın Pipes (DanielPipes.org, @DanielPipes) Orta Doğu Forumu'nun başkanıdır ve dört üniversitede ders vermiştir. © 2021 Daniel Pipes. Tüm hakları saklıdır.